Sokaktaki Adam, Attila İlhan'ın ilk romanı. Türk edebiyatında bireysel yabancılaşmayı ilk kurgulayanlardan biridir. Attila İlhan romanın sinematografik olması gerektiğine inanır. Toplumcu yazarları eleştirir. Kitap okuyan kesimin genellikle aydın dediğimiz kişiler tarafından okunduğunu belirtir. Bu sebepten dolayı yazarın (romancının), aydın kesiminin iç sancılarını, topluma olan yabancılaşmasının verilmesinin gerekliliği üzerinde durur ve romanını bu çevrede oluşturur. Esere gelecek olursam, farklı bakış açıları tarafından anlatılan eser, Hasan, Yakup, Ayhan, Meryem, Leon çevresinde oluşturulmuş. Arada bir de 'Sokaktaki Adam' anlatıma dahil oluyor. Eserde en çok hoşuma giden kısım Sokaktaki Adam'ın olduğu kısımlardı. Hasan ve Yakup bir gemide kamarotluk yaparlar. Gittikleri ülkelerden değerli eşyaları kaçak yolla İstanbul'a getirip ayrı bir gelir kapısı açıyorlar. Hasan, okuduğu üniversiteyi yarım bırakmış, aydın bir kişiliğe sahip biri olarak karşımıza çıkıyor. Bireysel yabancılaşma Hasan üzerinden biz okurlara veriliyor. Hasan hemen her bölüm kendi hayatını sorguluyor, bu sorgulamalar sonucu çözüm bulacağına daha çok sorunun içine gömülüyor. Kaçakçılık şube, Hasan ve Yakup'un tanıdığı illegal iş yapanları yakın takibe alıp tutuklarlar. Bundan sonraki olaylarda Hasan ve Yakup'un özellikle Yakup'un hayat düzeni bozulur, sürekli bir korku içinde yaşamaya başlar. Eser İkinci Dünya Savaşı sonrasında geçer. Eser bu yönüyle tarihi bir nitelik de taşır. Filistin'de Yahudi devleti kurulduğundan bahis olunur. Sonuç olarak edebiyatımıza modernist bir hava katmaya çalışan bu eser okunmaya değer.

Sokaktaki AdamAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 2021661 okunma

·

88 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Erdem