"şiiri, duyguların ve fikirlerin
basak rengi flanel guveylikler,
allı pullu gelinlikler içinde,
gelin-guvey oyunu oynadıkları
bir has bahçe,
Tanrının kiraz ya da vişne bahçesi,
olarak düşünmek
ne iyi olurdu!"
Diye düşlüyor. Kitabı henüz bitirmeden inceleme yazmak istedim böylesi bir yazarin var oluşu dünya hakkında iyi şeyler düşünmeme sebep oluyor. " Gel bak bir elimde gökyüzü var hala" diyorya FD işte öyle bir his.
Aslında Cahit Koytak kitabına şiir kitabı demek yetersiz bir ifade. Şiir, felsefe, metafizik, tarih, mitoloji ne arıyorsanız o var. Hatta aradıklarınızin fazlası. Tam bir varoluş felsefesinin içine dusmusken iki şairin sohbetine denk gelebiliyorsunuz. Tanrıyla söylesirken cennete ugrayiveriyor Hayyam' a selam edip cehennemde olup biteni izliyorsunuz. Aslında şair " içindeki resimleri boyayıp, taşları konusturup, uykusu hafif ölüleri diriltiyor" Tanrı can uflesin diye "balçıktan adam" yapiyor.
İlhamınin adı " güzel sözler cini" ruhu, "beyaz fare"
" Şair misin, filozof mu,
Yoksa sihirbaz mi?
Yoksa bunlarin hepsi mi,
Yoksa hiçbiri mi?
Söyle hadi, söyle hadi!" dedigi mısralarında da durumun farkında.