Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

288 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
"Bir Kitabını Okudum ve Hayatım Değişti" Dediğim Tarihçi!
Hayatımı değiştiren kitap! Hayatımı değiştiren film! Hayatımı değiştiren olay! Ne çok duyuyoruz değil mi böyle cümleleri hayatta? Peki hiç canlı örneği ile karşılaştınız mı? Yıllar yıllar önceydi. - Tamam o kadar yaşlı değilim kabul ediyorum.- Üniversite sıralarındaydım. Çocuk Edebiyatı dersimize giren hocamız "Güneşin Çocukları" diye bir kitap tavsiye etmişti. Kitabı okuduğumda "Tamam!" dedim. "Ben yatılı bir okulda öğretmenlik yapmalı ve o yüreklere dokunmalıyım!" Ve nitekim öyle oldu. Kırk tercihim arasında birinci sıraya yazdım ve mesleğimin ilk gününden beri yatılı okulda çalışıyorum. Şimdi neden anlattım bunu. İlk kez bir kitap orada yön vermişti hayatıma. Sabahattin Ali'nin Raif Efendi'si gibi sakin bir adamım. Daha da sakinim hatta. Değişime kapalı bir insanım. Yakın zamanda İlber Ortaylı'nın "Bir Ömür Nasıl Yaşanır?" kitabını okudum. Ülkeler görmek konusunda beni öyle cesaretlendirdi ki "Yurtdışı öğretmenlik" için başvuru yaptım ilk fırsatta. İki gün önce sınavı geçip mülakata kaldığımı öğrendim. Eğer olursa ikinci kez bir kitap ile hayatım değişmiş olacak. Hem de çok eleştirilen bir kitap ile... Gelelim kitaba... Aslında buradan başlamam gerekirdi incelememe. Sizi buraya kadar bıktırdı, sürçi lisan ettiysem affola. Söyleşi türünde bir eser. İlk kitabı okuduysanız eğer onunla aynı düzende oluşturulmuş. Ortaylı ilk kitapta yapılan eleştirilere biraz açıklık getirmek istemiş hatta. Hani hep beraber demiştik: Bu kitap kaymak tabakaya hitap ediyor, hep yabancı ülke ve yabancı yazarlardan bahsediyor diye. Bu kitapta büyük maddi kaynaklar olmadan gezilebileceğinin, ülkemizde de gezilecek yerler olduğunun ipuçlarını vermiş İlber Hoca. Yine aynı formatta soru cevap olarak ilerliyor. İster tatlı bir sohbet olarak görün ister bir kişisel gelişim kitabı, hangi açıdan bakarsanız bakın akıcı bir üslubu var. Umutla bakıyor yazar ülkemizin gençlerine. Karamsarlığa itmiyor okurken. "Bu mal yaptıysa sen de yaparsın." şeklinde okurken gaza getiren okuduktan sonra esamesi okunmayan bir anlatımı yok. Kişi olarak kendimizi nasıl inşa edebileceğimizin, toplum olarak bunun nasıl başarılacağının yollarını veriyor. Gezmenin yalnızca para gerektiren bir eylem olmadığını, öz kaynaklarımızın farkına varmamızı söylüyor. "Üstelik kendi şehrini dolaşmak da bir seyahattir; Kastamonu'ya gitmek de Paris'e gitmek kadar bir seyahattir. Bugün ikincisine imkanın yoksa birincisine gidersin." (s. 220) Ve eline su şişesi alıp adım adım İstanbul'u dolaştığını anlatıyor. Sahi haklı değil mi? Çevremizde ne çok müze var, kaçını gezebildik? Yaşadığımız yere kadar gelen tiyatrolarından ne kadar yararlanıyoruz? Hemen elimizin altındaki internette o kadar çok canlı konser, tiyatro vesaire oluyor, ne oranda ilgi gösteriyoruz? Ortaylı'yı eleştirdiğimiz kadar biraz da kendimizi eleştirelim, sözde koşuşturmalarımız arasında hangi güzelliklere vakit bulabiliyoruz? "Hayatım boyunca en mütevazi bütçelerle, imkanlarla gezdim; çok şey görüp öğrendim. Bunu herkes yapabilir." (s. 224) Kitapta en beğendiğim nokta, Ortaylı'nın anlattıklarını dünyaca kabul görmüş lider, yazar, düşünürlerin sözleriyle, davranışlarıyla desteklemesi oldu. Yeri geldi Mustafa Kemal'den bir örnek gördük, yeri geldi Fatih'ten, Büyük İskender'den... Seneca, Montaigne, Dostoyevski, Tolstoy, Halide Edip... Bunun dışında önemli gördüğü daha nice şahsiyetler... Öyle beylik laflar etmiyor, ne dediyse altını dolduruyordu anlatırken. Neler yok ki eserde? Tarih, coğrafya, insan tabiatı, dostluk, sevgi, iyimserlik, umut, eğitim... Bir hayatı yaşarken hangi konulara şahit oluyorsanız tecrübelerine dayandırarak olanı, olması gerekeni dile getirmiş İlber Hoca. Liyakatın öneminden, adam kayırmanın getireceği olumsuzluklardan, insanın tabiata verdiği zararlardan, şehirlerin bozulmasından bahsetmiş. Sahi, dünya güzeli bir İstanbulumuz vardı değil mi? Belki bizim yaşımız yetmez ama filmlerde bile eski halini gördükçe gıpta ediyoruz. Bir martılar kaldı elimizde kovmadığımız... Sadece değişimden bahsetmiyor, adım adım gezi rehberini de veriyor Ortaylı. Bir tarih, bir coğrafya, bir edebiyat, bir gezi kitabı niteliğinde... İstanbul'u gezmek de parayla değil ya, der ve ekler: "Ben İstanbul'u gezdim, sokak sokak, elimde bir şişe suyla." Belki de en sevdiğim tavsiyelerinden biri, küçük gruplar kurup ayda bir iki kitabı okuyup birlikte değerlendirmek. Burada çok deneyip bir türlü istediğim sonucu alamadığım konu... Ortaylı anlatırken Türk ve dünya edebiyatından birçok eserden örnekler veriyor. Hem okumuş hem gezip görmüş belli ki. Bu eser de o tecrübelerin sonucu. Katılabilir ya da katılmayabilirsiniz ama o tecrübelerden faydalanmak adına dahi okumaya değer kuşkusuz. Eser farklı bölümlerden oluşuyor. Bölüm sonlarında Ortaylı'nın kütüphanesinden tavsiyeler yer almış. Okumadıklarımı keyifle kaydettim ben. Reçete gibi geldi diyebilirim. Sevebilir, sevmeyebilir, etkilenebilir ya da etkilenmeyebilirsiniz. Sadece kalıp cümleler ile üstü karalanamayacak dolulukta bir değer İlber Ortaylı. Benim hayatımı olumlu yönde değiştirdi. Bu bile bu kitaba tam puan vermem için yeterli. Bir kitabın bir insanın hayatını olumlu etkilemesinden daha ötesi var mı? Şunu düşünene de saygı duyarım, Ortaylı bir tarihçi, sadece tarih anlatsın... O halde sadece tarih anlatılarıyla devam edebilirsiniz. Birkaç aydır sitede incelemeler yapıyor ve insanlar okusun istiyorum, derdiniz takipçi diye eleştiriler geliyor. Etkinlikler düzenliyorum, herkes katılırım deyip üç beş kişi son ana kadar eşlik ediyor. Çekilişler yapıyorum paylaş diye yapıyorsun diyorlar. Çok dert etmemeye karar verdim. İlber Ortaylı'nın bile acımasızca eleştirildiği ortamda beni taşa tutsalar yadırgamam artık. Çok uzatmadan -aslında hızımı yeni alıyorum- İlber Ortaylı'nın bir tavsiyesi ile incelememe son vermek istiyorum: "Ölçülü bir hayat yaşayın. Tüketmeyen, kirletmeyen bir hayat... Her esen rüzgarda savrulmayacağınız, düzenli bir hayat... Neyi öğreneceğinize, neyi yapacağınıza kendinizin karar verebileceği bir hayat..." (s. 239) Paylaşımlarınız beni motive edecektir. Keyifli okumalar dileklerimle...
İnsan Geleceğini Nasıl Kurar?
İnsan Geleceğini Nasıl Kurar?İlber Ortaylı · Kronik Kitap · 20225,5bin okunma
··1 alıntı·
30,4bin görüntüleme
Mikail Balcı okurunun profil resmi
Devamı gelsin istediğim kitaplardan...
Mikail Balcı okurunun profil resmi
Şunu da söyleyeyim, bizim nasıl beğenmek hakkımızsa sizin de eleştirmek hakkınız. Bu kitapta ilk kitaptaki eleştirileri dikkate alarak daha mütevazı yöntemler tavsiye etmiş İlber Hoca.
Helin Kayar okurunun profil resmi
İncelemeniz bize farklı bakış açıları kazandırıyor. Yine mükemmel bir inceleme yapmışsınız. Bizimle görüşlerinizi ve fikirlerinizi paylaşıtığınız için teşekkür ederiz hocam . Mülakatlarınızda başarılar. Gönlünüzden geçenin gerçekleşmesi dileğiyle yolunuz açık olsun ☺️🌸
Mikail Balcı okurunun profil resmi
Teşekkür ederim motive edici yorumunuz için. Umarım. 😊🙏
1 sonraki yanıtı göster
Sayed mansoor sirat okurunun profil resmi
Çok güzel. Bilgilendim teşekkürler
Mikail Balcı okurunun profil resmi
Ben teşekkür ediyorum.
carpediem okurunun profil resmi
Hocam incelemelerinizi okurken fazlaca keyif aldığımı her seferinde dile getiriyorum biliyorsunuz. Bu incelemeniz de oldukça güzel keyifli olmuş kitapla bütünleşmiş kitabı yaşamışsınız ve bunu o kadar güzel anlamışsınız ki denilecek çok fazla kelime bırakmamışsınız bizlere.. Yurtdışı olayınız hakkınızda hayılısıysa olsun inşallah 🙏
Mikail Balcı okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. Dua edin son bir mülakatım kaldı. 🙏
3 sonraki yanıtı göster
Makbule Yiğit Çavuşoğlu okurunun profil resmi
Kitabı yeni okuyorum. Ve İlber Ortaylı’nın linç edilmesini gerçekten anlamıyorum. Hayretler içinde okuyorum yorumları. Sizin incelemenize ise tam anlamıyla katılıyorum.
Mikail Balcı okurunun profil resmi
Eleştirenlerin çok azının kitaplarını okuduğunu düşünüyorum.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.