Kitabı okumaya başladığımda bu ne, sanırım okumayacağım, ne demek istedi, bu kavram karmaşası da nedir? Diye söylendim ve kitabı okumaktan vazgeçip rafa kaldırdım. İki gün sonra yine elime alıp okumaya devam ettiğimde yoğun bir duygusallıkla kitabı bitirdim.
Kitapta , Kadınların ve küçük çocuklarının dünyasından yoksulluğun, umudun, trajedinin, yok sayılmanın, hor görülmenin, çaresizliğin yer aldığı 12 öykü yer alıyor. En beğendiğim öyküler Edirne'nin köprüleri ve haraç oldu. Haraç öyküsü en uzun öyküydü ve tabiri caizse iliklerinize işleyecek bir öykü. Bir gününü bile kendi için yaşamadan ömrünü tamamlayan bir kadının öyküsü. Kimsesiz bir çocukluk, genç kızlık, kadınlık, evlilik, yaşlılık. Yok sayılmış bir kadının ömrünü kırk sayfada anlatın deseler en iyi bu şekilde anlatılırdı sanırım.
Anlaşılması da hissedilmesi de emek isteyen bir kitap. Kitapla kalın, hoş kalın.