Seni bir boşluğa attım.
Gövdemi başka gövdeler bilmeyecek artık.
Boşluk sesi ol...
Hoşluk sesi ol...
Sonra dönüp üz beni.
Yüzüm yüzünü terk edeli kıştı.
Yeni yeni kıştı.
Kollarım kendi bacaklarımı sarmıştı.
Fotoğrafta görünmeyen ışıklar vardı.
Sandalyenin ucuna oturmuştum.
Gözlerim bacaklarıma dolanan kollarıma,
sonra bacaklarıma, sonra daha uzağa, salondan
da uzağa, o yok yere bakıyordu.
Seni bir boşluğa attım.
Gitmek üzereydim kalktım.
Boşluk sesi ol...
Hoşluk sesi ol...
Gözlerimdeki ay ışığı,
gözlerinin körlüğü içindi.
BİRHAN KESKİN