ıstanbul'da tifüs, memlekette zelzele, dişarida harp, ben sana
aşığım : ışte 1942 senesinin 21 haziraninin gece yarısindan sonra
saat üc buçukta uyanık, beyaz șimşeklerin çaktığı, yağmurlu
bir gecenin sana tebligi:
evveli aksam beyoğlu'ndaydim. saat yedi buçuk sularydı
ortalikta güneş olmadığı, hava yine bulutlu olduğu halde, tatlı
bir aydınlık vardı. bununla beraber birahaneler işıklarını yakmıştır. bira bardağı ne kadar cazipti. caddede ne güzel şeyler
vardi! hele bu kızların bacakları insanı insana ne kadar yakınlaştıryordu!" sözleri ile kendisini gayet iyi açıklamış Sait Faik kitabı. Dil oldukça samimi ve berrak. Okunması kolay ancak kurgusal anlamda pek bir şey ifade etmiyor. Yine de güzel. Tavsiye ederim.