Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

331 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Spoiler İçerir !
Körlük, Jose Saramago'nun okuduğum ilk eseridir. Onu ilk kez bu kitap sayesinde tanıdım. Bu kitabından sonra hemen '' Görmek '' adlı kitabını okudum. Çünkü bu eserin devamı niteliğindedir. Saramago, eserlerinde noktalama işaretlerinin hepsine kullanmaz. Sadece nokta ve virgülü kullanır. Bu durum kitap içerisindeki diyalogların anlaşılmasını zor kılsa da okumaya devam ettikçe alıştığınızı fark ediyorsunuz. Kitabın bir diğer önemli özelliği, karakterlerin ve olayların geçtiği mekanların isminin verilmemesidir. Kitaptaki karakterler, dış görünüşü veya konumu ile belirtilmektedir. Örneğin; Göz doktoru, doktorun karısı gibi.. Okurken çok etkilendiğim, zaman zaman insanların bu kadar da kötü olamayacağını, artık bir sınırları olması gerektiğini düşündüğüm ve yanıldığım da oldu. Kitap bu gerçeği yüzünüze adeta bir tokat gibi çarpmaktadır. Çünkü insanoğlunun kötü olmakta üstüne yoktur ve kötülüklerinin sınırı söz konusu bile değildir. Beni çok etkileyen bu kitabı okumanızı tavsiye ediyor ve keyifli okumalar diliyorum. Artık biraz da eserden bahsedebiliriz... Her şey trafikte yeşil ışık yanmasına rağmen ilerlemeyen bir adamla başladı.. Korna sesleri, bağrışmalar.. İnsanlar bir süre sonra merak edip bu adamın neden ilerlemediğini anlamak için aracının yanına gidiyor. Adam ise'' Kör oldum. '' diyor. Aralarından biri adama yardım edip evine kadar bırakıyor. Adam eve gittiğinde karısının evde olmadığını fark ediyor ve oturup karısını bekliyor. Karısı geldikten sonra ona kör olduğunu ve her şeyi bembeyaz gördüğünü söylüyor. Kadın, duyduklarına şaşırarak ışığı açıp kapatıyor ve gerçekten de kocasının görmediğini anlıyor. Hemen telefonu alıp göz doktorunu arıyor ve randevu alıyor. Kocasına '' arabanın anahtarları nerede? '' diye soruyor. Kocası da ''beni buraya getiren adam anahtarı bana teslim etmedi. Belki de teslim etmeyi unutmuştur. Araba aşağıda sokağa park edilmiş halde olabilir. '' diyor. Karısı sokağı kontrol ediyor ve arabanın orda olmadığını, kocasını eve getiren kişinin arabayı çaldığını anlıyor. Göz doktoruna gittiklerinde doktor, '' gözünüzde gözle görülebilir herhangi bir kusur görünmüyor'' diyor. Daha önce böyle bir vakayla karşılaşmadığını ve elinden bir şey gelmediğini, bu konuyu diğer meslektaşlarıyla görüşüp, araştıracağını söyleyip onları eve gönderiyor. Doktor bu konuyla ilgili meslektaşlarına danışıyor ve çeşitli kitaplar okuyor fakat herhangi bir şey bulamıyor. Eline başka bir kitap alıp okumaya başladığında gördüğü son şey elleri oluyor. Artık doktor da kör olmuştur. Bunun bir salgın olabileceğini düşünüp doktor ve hastalarını karantinaya alıyorlar. Fakat doktorun karısı, kocasını yalnız bırakmak istemediği için kör olduğu hakkında yalan söyleyip kocasıyla beraber gidiyor. Diğer insanlarla beraber eski akıl hastanesi olan bir yerde karantinaya alınıyor bu insanlar. Odada tek gören kişi ise doktorun karısıdır. Akıl hastanesinin dışında askerler beklemekte ve karantinaya alınan insanların ihtiyaçlarını bu askerler karşılamaktadır. Bir süre geçtikten sonra yeni insanlar gelmeye devam ediyor ve bu gelen insanların hepsi kör. Ama karanlık bir körlük değildir bu aksine bembeyaz bir körlüktür. Nüfus çoğalmaya başlayınca askerlerin sağladığı yiyecekler yetmemeye başlıyor ve insanlar bu durumu askerlere açıklamaya çalışmak için kapıya kadar gidiyorlar. Askerlerden biri panikleyip üzerlerine ateş açıyor ve ne yazık ki insanlardan bazıları ölüyor. Çavuş, bu durum için üzgün olduğunu, durumun tamamen kontrol dışı geliştiğini söylüyor. Daha sonra, ölülerin körler tarafından gömülmesi gerektiğini ve bunun herhangi bir tören yapmadan yapılmasını söylüyor. Derken bir gün eli silahlı kör bir adam çıkageliyor. Bundan sonra yemek almak isteyenler, karnını doyurmak isteyenler parası veya değerli neyi varsa bu eşkıyalara verip yemek alacaklardır. Fakat artık kimsenin değerli eşyası kalmamıştır ve karınları açtır. Bu kötü ruhlu insanlar '' eğer açlıktan ölmek istemiyorsanız koğuşunuzdaki kadınları bize yollayıp bunun karşılığında yemek alabilirsiniz. '' diyorlar. Kadınların ve kendisinin gördüğü bu davranıştan memnun olmayan doktorun karısının canına tak etmiştir. Bir makas bulur ve başka koğuşun kadınlarının tecavüze uğradığı sırada makası eline alır, eşkıyaların elebaşını öldürür. Ama silah bu sefer de başka birinin eline geçer ve doktorun karısı ile bu adam arasında hararetli bir konuşma geçer. Bu eli silahlı diğer adam ve arkadaşları kendilerini doktorun karısından korumak için yataklardan bariyer yaparlar. Derken bir gün biri bu yatakları tutuşturup yangın çıkarır ve bütün akıl hastanesi yanar. Doktorun karısı ve arkadaşları onun sayesinde dışarıya çıkabilmişlerdir fakat dışarıya çıktıklarında askerlerin artık orada nöbet tutmadıklarını ve bütün dünyanın kör olduğunu anlarlar. Artık koca dünyada herkes kördür. Gören tek kişi ise doktorun karısıdır ve onları dışarıda çok zor durumlar beklemektedir.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,6bin okunma
·
736 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.