Michel Foucault'nun düşüncesinde dilbilim ve yapısalcılık önemli bir rol oynadı (her ne kadar kendisine asla yapısalcı demese de).
Bireyleri, sürekli bir toplumsal ilişkiler örüntüsünde değişen, tesadüfi unsurlar olarak gördü; böylece konunun vurgusunu yapılara kaydırır, her öğe daha kapsayıcı bir yapının öğesidir. Gerçekliğin bu yapıları,