Gönderi

445 syf.
·
Puan vermedi
Michel Foucault'nun düşüncesinde dilbilim ve yapısalcılık önemli bir rol oynadı (her ne kadar kendisine asla yapısalcı demese de). Bireyleri, sürekli bir toplumsal ilişkiler örüntüsünde değişen, tesadüfi unsurlar olarak gördü; böylece konunun vurgusunu yapılara kaydırır, her öğe daha kapsayıcı bir yapının öğesidir. Gerçekliğin bu yapıları, Foucault tarafından dilin yapılarıyla özdeşleştirilir. Hapisanenin doğuşu daha sonraki çalışmalarından biridir. Bu kitapta Foucault, şimdiye kadar büyük ölçüde tabu olan şeyleri dile getiriyor (diğer şeylerin yanı sıra, insanlar üzerinde iktidarın uygulandığı somut araçları ve bu araçların meşrulaştırılmasını anlatıyor). Bunu yaparken de bazen biraz özensiz çalışıyor ama burada bir sorun olmaması gerekiyor. Önemli olan, tarihi cezaevi sisteminin ayrıntılarını olabildiğince doğru bir şekilde sıralamak değil, cezanın toplumsal yapısının çağlar boyunca izini sürmektir. Bu, Disiplin, Denetim ve Ceza'nın ana akım felsefeye ait olmadığı gerçeğini değiştirmez. Foucault'nun cinsellik tarihi üzerine daha sonraki diğer çalışmasıyla birlikte, (hem felsefede hem de ötesinde) ne olması ve ne olmaması gerektiğine dair deli gömleğinden çıkan kitaplardan biridir. Sadece bu nedenle bile kitap okumaya değer, ama aynı zamanda önemli çünkü hapishane sistemi aracılığıyla, onun dışında da doğal olarak meydana gelen güç yapılarına dair içgörü sağlıyor. Tarikat, Din ve Tasavvuf okuyucularının en azından kulaktan kulağa duyması gereken ve disiplin, denetim ve cezanın bazen belirsiz bir rol oynadığı gerçek hayattan sadece bir örnektir. Kitap şüphesiz eleştirel düşünürlerin kitaplıklarında olması gereken bir değerdir.
Hapishanenin Doğuşu
Hapishanenin Doğuşu
Michel Foucault
Michel Foucault
Hapishanenin Doğuşu
Hapishanenin DoğuşuMichel Foucault · İmge Kitabevi Yayınları · 20131,145 okunma
·
89 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.