Gönderi

112 syf.
9/10 puan verdi
"Bu sayfalarda insan, hakiki acıyı, ıstırabı, bir gölge halinde bile olsa, seferberliğin aç İstanbul'unu buluyor." / Ahmet Hamdi Tanpınar ▪ ▪ Kitaptan biraz bahsetmem gerekirse romanın genç kahramanı, dizindeki rahatsızlıktan kurtulabilmek için sayısız doktora görünür ve en sonunda stresten uzak bir istirahat dönemi geçirmesi gerektiğine ikna edilir. Ancak, gerek akrabaları olan bir Paşa'nın, Erenköyü'ndeki köşkünde misafir kaldığı dönemde, gerekse kendi evi ve hastaneye gidiş gelişlerinde şuuru büyük bir facia içersinde kalır. Bir de çocukça aşkı vardır ki bunu kendisine bile itiraf edemez. Kendinden 4 yaş büyük olan Nüzhet, bu gencin ızdıraplarına adeta ızdırap katar. ▪ Hasta, genç bir delikanlı... Bedeni ve ruhu arasındaki ilişki, çocukça aşkı, ızdırapları... Öyle güzel betimlemiş ki Peyami Safa ! Yazarın çocukluk yıllarında geçirdiği kemik veremi hastalığını, o yıllarda yaşadığı zorlukları öyle acılı yansıtmış okura. Okurken hissediyorsunuz bu gencin yaşadıklarını, belki de yazarın yaşadıklarını... Düşünüyorum da başka söylenebilecek bir şey var mı? Bence yok arkadaşlar, zaten tüm bu satırlar hissedilmesi gereken satırlar bana göre. Bu nedenle hissedeceğinize inanarak ve hasta bir insan psikolojisi okumayı göze alarak okuyun bence. Bakın Nazım Hikmet ne demiş: "Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, on bin, yüz bin, bir milyon satardı. Eğer ızdırabı, azabı ve neşeyi coşkun bir ciddiyetle duyan öz ve halis halk kütleleri okuma ve yazma bilselerdi.”
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022102.1k okunma
·
3 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.