"Seni seveceğim ama senin gibi değil." Bugün sizi Ece'nin buruk, acı dolu ama nefes kesen öyküsüyle buluşturmaya geldim. Son derece duru cümleleri ve her sayfasındaki keskin virajlarıyla sizi şekilden şekle sokacak bu kitaba bayılacaksınız. Ece'nin ruhu "Azad" olacak mı dersiniz ? Ağva'dan, Budva'ya... İran'a Şiraz'a uzanan büyülü bir yolculuğa yalın harflerle çıkmaya hazır mısınız ? Belki bir yatta şarkı ve kadeh seslerini duyarsınız, denizde evlenebilirsiniz mesela... Yahut, Tepe restoranın "basit" manzarasından aşka ilk filizlerinizi uzatabilirsiniz... Belki de locadan Ece'nin şarkıları dolar kulaklarınıza... Duygu ve Mesut'un masum hallerini, Asya Abla'nın şarabının tadını, Gülşen ve Erkan'ın ikinci baharını, protez tırnaklara birikmiş acıları ve istihbaratta yankılanan pat pat ayak seslerini hissedebilirsiniz en derinlerde. Olmadı Hülya'ya birlikte gıcık olabiliriz ve her sayfa değişen ve nefes kesen akışla onu bile unutabiliriz olaylar karşısında. Ne dersiniz ? Ellerimizi yumruk yapıp mercek oyunuyla bakalım mı kitaba ? Sev, psikoloji bölümü mezunu kızımız Ece'nin sahneye çıkışlarıyla başlıyor aslında. Sonra Ömer ortaya çıkıyor hikayede... Orada hep var olan asıl karakterimize sinir olmamak elde değil. Sahiden her sayfada aşkı, acıyı, öfkeyi ve dibe vuruşu hissedebiliyorsunuz. Daha bir önceki cümleyi yediremeden sonraki cümleyle şok olabilirsiniz... Sahiden ben bu kitabın içinde gizlediği asıl hikayeye ve tek nefeste okuduğum gidişata bayıldım. Ece ve Ömer'in asıl hikayesi sizi cezbedecek. Aşkın "klişe" olduğunu iddia edenlere sağlam bir tokat atacak bu gerçek hayat öyküsü sizi büyüleyecek.

SevEzgi Otmanoğlu · Gece Kitaplığı · 201910 okunma

·

86 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ayşen Sıla