Gönderi

308 syf.
·
Puan vermedi
Türkiye çoğu kez büyük bir açık hava müzesi olarak tanımlanır. Bu doğru bir yakıştırmadır. Çünkü bu bereketli topraklarda insanoğlu yüz binlerce yıldır yaşar gider, kah büyük devletlere ve uygarlıklara parlak imzalar atarak, kah silik ve solgun bir iz bırakarak. Onları kimi zaman Kaniş'in dar sokaklarında, kimi zaman Ephesos'un mermer caddeleinde, kimi zaman Urartu'nun yalçın kayalıklarında, kimi zaman da Süleymaniye'nin kubbeleri altında bulabilirsiniz hala. Binlerce yıldır gelip geçmiş, parlayıp sönmüş olan bu uluslar rengarenk Anadolu mozağinin taşlarıdır. Bu mozayik ne doğuya, ne batıya tıpa tıp benzeyen ve ne de onlardan tümüyle farklı, olabildiğince özgün bir kültürel sentezin ürünüdür, sıcak ve insana yakın, Anadolu sentezi... Elinizdeki kitap mozayiğin en eski, en tozlu taşlarını, eski Anadolu uygarlıklarını tanıtmak, sevdirmek amacıyla kaleme alınmıştır. Tozlu taşlar ışıyıp parladıkça mozayik daha da güzelleşip uyumlu bir hale gelecek; Anadolu'da yaşamın keyfine varılacaktır.(arka kapaktan)
Anadolu Arkeolojisi
Anadolu ArkeolojisiVeli Sevin · Der Yayınları · 2004166 okunma
81 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.