Gönderi

Herşeyden haberimiz olsun mu? Her haberi çocuklar izlesin mi?
Medyada en ince ayrıntısına kadar verilen her haber sonrası acı eşiğimiz yükseliyor. Hiçbir ölüme şaşırmıyor, hiçbir şehide üzülmüyoruz. Bir katilin cinayeti nasıl işlediğini, bir sapığın çocuğa neler yaptığını ayrıntılarıyla bilmemiz bizi daha mı hassas yapıyor? Hayır. Her haber içimizden yaşama dair bir parçayı alıp götürürken vicdanımızın sesini biraz daha kısıyor. Bu konuda medyanın hassasiyet göstermemesi, haber izlerken çocuklar da dahil olmak üzere bütün ev halkının ölüme, şiddete, istismara maruz kalması toplumu düzeltecek, ayakta tutacak vicdanlarımızı öldürüyor. Ölüme ah vah edip bir dakikalık saygı duruşu yaptıktan sonra, diğer kanala geçince hayata kaldığımız yerden devam ediyoruz. Çocukken saklambaç oynadığımız günlerde annem, tenha yerlere, inşaatlara saklanmayın, öyle yerlere hiç gitmeyin derdi. Böyle zamanlarda aklıma tek gelen, Erol Taş filminden kalan bir sahneyle kolumu kesip dilendirebilecekleriydi. Daha kötü bir ihtimal yoktu benim için. Şimdi olumsuz haberlere çocukları maruz bırakınca iç dünyalarında nelerle mücadele ediyorlar, tutunacak hangi dallarını kırıyoruz haberimiz yok. Çocuk yetiştirirken onlara şaşıracak, üzülecek, acıyacak kadar vicdan bırakmalıyız. Hayatın gerçeklerini öğrenmesinler, her şeyi bilmesinler. Çocuklarımız acıya şaşırmayacak hâle geldikleri gün, yaşama dair umudumuzla birlikte insanlığımızı da kaybetmişiz demektir.
Cezve YayıneviKitabı okudu
·
109 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.