"Hitler değildi güçlü olan. Onun hedeflediği yolun sonundan umutlanan, kendisinin de yararlanabileceği inancına varan insanların çoğalmasıydı Hitler'i güçlü yapan. Belki de Hitler, pek çok insanın hücresindeki nazizmi ateşleyen bir kıvılcımdı. Yılların oluşturduğu birikimin fışkırması, ya da yılanın kış uykusundan uyanması, bazı bünyelerin zaman zaman oluşturduğu bir siğildi. Böyle olmamış olsaydı, temerküz kamplarından kurtulabilen Yahudiler, şimdi, günümüzde aynı soykırımı Filistinliler için uyguluyor olabilirler miydi?" Günümüz Türkiyesinde muhatabı olduğumuz bir gerçekliği yansıtan alıntıyla merhaba herkese. Kitabımız 80 darbesi sonrasındaki süreci ele alıyor olsa da tarih boyunca insanlığın maruz kaldığı darbeleri anlatmakta. Darbe dediğin yalnız askeri darbe değil bu hayatta. Insan hayatına vurulan ve insanı parça parça hayatlara mahkum eden darbeler hiç tükenmiyor maalesef. Iskenceye dayanamayıp itirafçı olan, devrimi satan Hamdullah Şimşek'in kimlik değiştirmesi ve eşi Narın ile oğlu Selim'in onu öldü bilmesi sonrası yaşananlar çok kızdırdı beni. Itirafçı Hamdullah Şimşek sayesinde tutuklanıp işkenceye maruz kalan idam mahkumu Kamer Can' ın yaşadıklarına ise mahvoldum zaten. Mahkemedeki savunmaları ibretlikti. İdama giden bir insanın psikolojisi vicdanları rahatsız eden cinsten. Tabii sadece vicdanı olanları!.. Almanya'daki nazizm ve fordizm üzerine çok iyi bir tahlil yapmış yazar. Batıdaki ülkelerin rahat yaşaması için bizim gibi geri kalmış ülkelerin sömürülmesi arasındaki denge tahterevalli meteoru ile ifade edilmiş. Batı ülkelerindeki işçi sınıfının oportünist tutumu çok rahatsız etti beni. Güçsüzken karşı olduğu her şeyi eline güç geçince karşıya yapan insan ikiyüzlülüğünü okudum. Hep yakındığım bu gerçeklik bu kitapta da buldu beni. Harranlı devrimci bir adamın Diyarbakır cezaevindeki yaşadıklarından sonra nasıl cemaatlere karıştığı var bir de. Kapitalizm canavarına gücü yetmeyen insanların uydurma doğa üstü güçlerden medet umması yani. Tüm bu olaylar sabah yatağından sapasağlam kalkan ve bir anda felç olup yere yığılan Ali'nin beyniyle kurduğu diyalogda anlatılıyor. Insanın beyni hem gardiyanı oluyor hem savcısı hem de en büyük düşmanı. Düzensiz düzende beynini kullanan, düşünebilen bir insanın felçli bir hastadan farkı var mı ki zaten? Içerik olarak güzel anlatılanlar bakımından rahatsız edici bir kitaptı. Kitaplarla kalın efendim. Çav bella

DarbeBekir Yıldız · Everest Yayınları · 201234 okunma

·

97 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.