Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

574 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Kitabı 6 günde okumadım, öncelikle bundan başlayayım. Kütüphanemde uzunca zamandır duran ve fiziksel ağırlığı yüzünden elime alıp başlamaya cesaret edemediğim bir kitaptı. Elime aldığımdaysa neye uğradığımı şaşırdım. Buradan okuduğum incelemelere bakılırsa kitabı beğenmemiş birilerini bulmak zor, o yüzden büyük beklentiyle başladım kitaba ya da bu yolculuğa. Birkaç ay okumak için çabaladıktan sonra kitap elimde süründü, okuyacağım diğer kitaplara karşı motivasyonumu da kaybettim. Uzun zaman sonra ilk kez bir kitabı yarım bıraktım. Aradan aylar geçti, kitapla aramda görünmez bir bağ vardı sanki, yarım bıraktığım kitaplar sırtıma bir yük olur. Okuyayım bitsin diyerek kitabı tekrar elime aldım. Bazen birkaç sayfa okuyup kapattım, bazen kaç sayfa kaldığını hesaplayıp ağlamamak için kendimi tuttum. Bitirmeye inat ettim yani, dönüş yok. Ve nihayet bitirdim yolculuğumuzu. Bitince çok rahatlayacağımı düşünüyordum çünkü bir ağırlığı uzun süre taşıdıktan sonra bırakırsanız o hafiflemeyi hissedersiniz. Ama bir yandan da o ağırlığın hayaletini hissetmeye devam edersiniz. Şu an Bardamu'nun hayaleti benimle ve bu kitap hafızamda daima kalacak gibi. Onu okumak için harcadığım çaba yüzünden. Kitapla cebelleştim okumak için, kavga ettim. Satırlarını çizdim. Yoruldum, bir yolculuk bittiğinde insan nasıl yorgun hissederse kendini, ben de günler hatta haftalarca yolculuk etmiş gibi yorgunum. Kitap hakkında bir sürü şey yazılıp çizilmiştir, benim yazdıklarım, bir gün yeniden bu incelemeyi okuduğumda bana kitapla ilgili hislerimi unutturmaması üzerine daha çok. Bu bir savaş romanı, savaş sadece kitabın başlarında ve kısaca betimleniyor olsa da son derece gerçekçi ve sansürsüz. Bir insan, milliyetinden bağımsız bir şekilde, savaş karşısında ne hissederse bu kitap tam da bunu anlatıyor. Şehrin meydanına heykeli dikilen bir komutanın adı yaşayacak fakat orada, savaş meydanında ölen insanların hikayeleri asla diğerlerine ulaşmayacak. Bardamu, savaşın etkilerini üzerinden atamıyor, bir roman kahramanı gibi değil gerçek bir insan gibi, tam bir tutunamayana dönüşüyor. Savaştan sonra çok kötü bir hastalık geçiriyor ama bu titremelerin ve sonu gelmez ateşlerin sebebi yaşadığı psikolojik yıkım. Ardından hiçbir şey eskisi gibi olmuyor, Bardamu'nun peşinden koştur koştur biz de çıkıyoruz bu yolculuğa. Afrika'ya, sonra Amerika'ya, sonra Fransa'nın varoşlarına gidiyoruz. Gölgemiz gibi bizi takip eden Robinson'la beraber. Kitabın dili çok yorucu, o kadar kıvrak ve canlı ki sadece birkaç sayfa okuduğumda "Kesin 30 sayfa okumuşumdur" diye düşünüp hesap yapmama ve sonra yıkılmama sebep oldu. Çok fazla şey oluyor birkaç sayfada bile, sonuçta bu bir yolculuk. Beklenmedik ve hızlı olmasından doğal ne var? Altını çizdiğim çok fazla cümle oldu. Öyle güzel tespitler, yeraltı edebiyatı olsa bile edebi haz vererek yazılmış ki oraları okumaya doyamadım. Fakat sonrası yok. Çok güzel pasajlar var kitapta ama bir yere bağlanmıyorlar, kitabın tamamı böyle aslında, hiçbir yere varmayan bir yolculuk, insanın kendi gecesinden başka. Kitabı okurken Bardamu'nun düşünceleri, karamsarlığı bana da bulaştı. Zaten herkes çıkarcı, zaten herkes kötü diye dolaşmaya başladım kişisel hayatımda da. Bu herkese önerilecek bir kitap değil, herkesin beğeneceği bir kitap değil. Hatta okuru yormak, pelteye çevirmek ama tam da ölmesin diye ağzına arada birkaç damla su vermek gibi bir yolculuk. Yine de her yolculuğun yolcuyu değiştirmesi gibi her okurun da bu kitaptan sonra aynı kalamayacağını düşünüyorum. Şahsen daha sabırlı biri olmuş olabilirim, Bardamu'nun karamsarlığına bile katlandım 500 sayfa. Kitabı hiç sevmemekle sevmek arasındayım, aslında bitirdikten sonra kurtulmayı düşünüyordum kendisinden. Fakat şimdi düşününce çok uzun bir cümleyi hızlıca okumuş gibi hissediyorum kendimi. Tek nefeste söylenmiş uzun bir cümle gibi. Sanırım şu an Bardamu'yu seviyorum, yaşadığı hayatı ben yaşasam ondan çok da farklı olur muydum bilmiyorum. Küçük Bebert var şu kitapta temiz kalabilen, bir de Afrika'daki Alcide (Alcide bir şerefsizlik yaptıysa hatırlayamıyorum, kitabın o kısımlarını yarım bırakmamdan önce okumuştum.). Kitaba ne puan vereceğimi bilemiyorum, iki uca da çok yakın benim için. Ya 10'luk ya 1'lik. Okumak isteyenlere sabır ve güç diliyorum. Keyifli okumalar.
Gecenin Sonuna Yolculuk
Gecenin Sonuna YolculukLouis Ferdinand Celine · Yapı Kredi Yayınları · 20224,062 okunma
·
170 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.