Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Gerçek dışı gelen bu sahneler yüzünden, sık sık Hasan'ın adamlarının uyuşturucu kullandıkları ileri sürülmüştü. Ölüme gülümseyerek gitmeleri başka nasıl açıklanabilirdi? Afyonun etkisiyle böyle davrandıklarını savına itibar ediliyordu. Bu fikri Batı'da yaygınlaştıran Marco Polo'ydu. İslam alemindeki düşmanları, Hasan Sabbah ve adamlarını gözden düşürmek için kimi zaman Haşşaşiyan, "afyon içenler" diye anmışlardı. Bazı doğubilimciler daha ileriki bir tarihte birçok Avrupa dilinde "katil" manasına gelecek "assasin" sözcüğünün buradan türediğini düşünmüşler, bu durum da "Haşşaşinler / Assassins" efsanesine iyice ürkütücü bir renk kazandırmıştı. Oysa gerçek farklıydı. Alamut'tan günümüze ulaşan metinlere göre Hasan Müritlerine dinin "esasları" na bağlı kalanlar manasında, Esasiyim demekten hoşlanırdı ve yabancı seyyahların yanlış anladıkları bu terim "haşhaş", afyon kuşkularının ortaya çıkmasına neden oldu. Hasan Sabbah'ın bitkilere büyük bir tutku duyduğu, onların şifalı etkilerini olduğu kadar, yatıştırıcı veya uyarıcı özelliklerini de inanılmayacak kadar iyi bildiği doğruydu. Kendisi de bin bir çeşit ot yetiştiriyor ve hastalanan müritlerini tedavi ediyor, sağlıklarını düzeltecek şuruplar hazırlıyordu. Müritlerinin beynini etkinleştirip öğrenmeye daha açık kılmak için hazırladığı bir reçetesi de biliniyordu. Havanda dövülmüş cevizi bal ve kişnişle karıştırarak hazırlanan bir macundu bu. Bir tür alternatif tıptı söz konusu olan. Rivayetlerin tüm inatçılığına ve cazibesine karşın, gerçekleri kabullenmek gerek: Haşşaşınlerin başvurduğu tek uyuşturucu, son derece bağnaz bir imandı. Öğretilerin en katısı, örgütlerin en etkilisi, görev dağılımlarının en sıkısı tarafından sürekli pekiştirilen bir iman. Hiyerarşinin en tepesinde Şeyh, İmam, her türlü sırrın sahibi Hasan Sabbah vardı. Yakın çevresinde bir avuç propagandacı derviş, yani dailer bulunuyordu.
Sayfa 132 - Y.K.YKitabı okudu
·
71 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.