Gönderi

Nida

Nida

, bir kitap okudu
432 syf.
·
Puan vermedi
·
36 günde okudu
Hayata Dön
Gülseren Budayıcıoğlu
8.5/10 · 11,9bin okunma
·
11 görüntüleme
Nida okurunun profil resmi
"... Acı öyle çektirilmez, böyle çektirilir... Küçücük bir çocukken değil, şimdi gelsinler bakalım... Aslında henüz savaşa hazır değilim... Öğrenmem gereken çok şey var... İnsanlar bazı şeyleri annelerinin karınlarında öğrenmediler... Onlar nasıl cin gibi her şeyi biliyorlarsa... bir gün ben de eksiklerimi tamamlayıp onlardan daha iyi olacağım... Bunun için yeterince aklım var... Bilmediklerimi de siz öğreteceksiniz bana." Bakışlarında buz gibi ifade kayboldu ve yine o vahşi pırıltı yerleşti gözlerine. Bu kız güçlendikçe daha tehlikeli olacak galiba. Ayrıca bulduğu ilk fırsatta bana talimat vermeye bayılıyor. Bilmediklerini ben öğretecekmişim ona. GÜÇ, çok güçlü bir mıktatıstır ve güce tapanları kendine çeker... Bu kız bende gücü görüyor... Bu, aslında insanca bir refleks! İnsanlar gücün etrafında toplandıklarında kendilerini daha güvende hissederler. Yani güç bir çeşit alternatif Tanrı'dır. Her ne kadar Tanrı' ya şimdilik küsmüşse de, güçten vazgeçmiyor. s. 155
Nida okurunun profil resmi
"Keyifli, mutlu insnaların psikiyatride işi ne? Keyif ve mutluluk kanatlı bir kuşa benziyor, konduğu yerde uzun süre kalmıyor. Hüznü ve acıyı ise konduğu yerden kaldırmak zor... Her ne kadar psikiyatri, hayatın pek çok yönünü ele almak zorunda olsa da, esas işi acıyla mücadele etmektir. Acı ise insanın olduğu her yerde kol geziyor."
Nida okurunun profil resmi
"Bu kızda 'id' yani arzu ve isteklerin yer aldığı alt benlik hiç doyurulmamış, 'süperego' yani yasak ve kuralların içinde bulunduğu üst benlik ise ilkel ve vahşi. Bu ikisinin ortasında kalan 'ego' yani benlik ise her şeye rağmen yıkılmamış. İşte bu çok iyi! Ona yardım etmeli, bu karanlık kuyudan çıkması için elimi daha da derinlere uzatmaktan çekinmemeliyim. " s. 157
Nida okurunun profil resmi
"Deli deli bakmak nasılsa işte öyle bakıyor yüzüme. Buna alışkın olmayan yani sokaktan geçen normal insanlar korkar bu bakışlardan. Bana gelince, böyle bakan insanlardan korkmamayı öğreneli çok oldu. Üstelik bu bakışlar her zaman içimi sızlatır benim çünkü bu bakışların anlamını çok iyi bilirim. Zamanında çok kırılmış, çok incinmiş, çok korkmuş insanların bakışı bu. Ağzına kadar duygu dolu bir küp gibidir insan. Sevdikçe, sevildikçe kabına sığmaz, rengarenk, pırıl pırıl olur, yedi dağın çiçeğinin kokusu yayılır etrafa, ılgın ılgın akar duygular. ... " s. 183
Nida okurunun profil resmi
- "Kitleler" diye yazmıştı Hitler, "ricacılardan çok komutanları sever." ... " 288
Nida okurunun profil resmi
" Bir insan, bir başkasına bu kadar öfke duyarsa onu öldürmek gelir içinden. O gün belki de Süreyya bunu gerçekten yapmak istedi, hatta yapmaya kalkıştı. Ya da bunu sadece istedi ama gerçekleştirmek için herhangi bir eylemde bulunmadı. Öfkeyi yönelttiği kişi böyle pat diye ölünce kendini suçladı. Sanki onu bizzat kendisi öldürmüş gibi hissetti. Öfkesini hiçbir sansür koymadan gösterebildiği tek kişi kızı, yani Ala. Sanki Ala onu Esma Sultan'ı öldürürken yakaladı. Muhtemelen Süreyya o anda tam olarak böyle hissetti. Ala'ya yakalandı. Bir de üstelik Ala'nın parmağı onu gösterince paniğe kapıldı ve "Ben yapmadım" diye haykırdı. (vay be psikiyatriklik de dedektiflik gibi, gibisi fazla!) Suç işlerken yakalanmak insanları çok kötü etkiler. Onu, o anda gören herkesi yok etmek isterler. Bu sadece tanığı ortadan kaldırma isteği değildir. Çok başka türlü duygular gizlidir içinde. Sanki en mahrem, en çirkin, en görülmemesi gereken yerleri görülmüş gibi hisseder ve onları gören bu gözleri kör etmek, yok etmek isterler. Ne ceza alacaklarından çok artık asıl düşmanları o gözlerdir çünkü artık suçlu kendine de o gözlerle bakar, baktıkça kendini aşağılar. Gazetelerde okuduğum cinayet haberleri geliyor aklıma. Cinsel sorunları olan kişiler sıkça cinayet işler. İşte bu cinayetlerde asıl sebep, kişinin bu zayıf, bu çirkin, bu acınası, iğrenç yönünün bir başkası tarafından görülmesi, anlaşılması ve yakalanmasıdır. Aslında kurtulmak istenen şey, kişinin kendine bakan, kendini yargılayan, aşağılayan gözleridir. Sadece cinayet gibi büyük suçlar için değil, kişiyi iç dünyasında rahatsız eden hemen her türlü olayda geçerlidir bu kural. " Syf. 342
Nida okurunun profil resmi
".. - Kötüler öyle mi yapar? - Kendine saygısı olmayan, kendini kötü ilan eden biri yapar onları. Sen bir kere kararını vermişsin. Kötüsün... Bu kararı ben değil, temyiz mahkemeleri bile bozamaz. Eh, ne yapalım, madem öyle istiyorsun kötü ol... ... - Ben de suçluyorum seni. Sen hukukçusun. Suçsuz birini suçlamak da suç değil midir? - Suçtur... -İşte bu yüzden suçluyorum seni. Suçsuz birini suçlayarak suç işliyorsun. Kendine karşı suç işliyorsun. - Kendime karşı! -Evet, kendine karşı! Bana çok şey anlattın. Ben de seni dikkatle dinledim. Küçücük, masum, saf ve çaresiz bir çocuğun başına gelenleri anlattın. O çocuğu daha fazla suçlamana izin vermeyeceğim. Ben artık o çocuk iyi olsun, yaşadığı o kötü günleri unutsun isterim. Onu korumak, onu sevmek, ona dünyanın güzel yanlarının da olduğunu göstermek isterim. O cehennemden onu bir an önce çıkarmak, yepyeni bir yolda keyifle, mutlulukla, başarıdan başarıya koştuğunu görmek isterim. Senin yaptığın gibi, "Herkes madem ona vuruyor, bir tane de ben vurayım" demiyorum. -Bir tane de ben mi vuruyorum? -Evet, sen aynen öyle yapıyorsun. Bir tane de sen vuruyorsun. Sakın kendine dışarıda düşman arama. Sen varken başkasına ne hacet? 360
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.