Ailesiyle Delice köyüne vardıklarında gördüğü yemyeşil doğanın büyüsüne kapılan Tarık, onu nelerin beklediğini elbette bilmiyordu. Dedesinin ısrarı üzerine İstanbul’u geride bırakmak zor olmamıştı da herkesin bir lakapla anıldığı bu köyde Tarık’a “Şehirli” lakabını uygun görmeleri zaman zaman canını sıkıyordu. O da onlardan biri olmak istiyordu. Aralarına karışmak, bir bütün olmak… “Geceyi aydınlatan dolunayın çağrısını duyuyor musun?” Yüzyıllardır süre gelen ritüellerle zenginleşen bir tören ve köyün sırrı. Yalnız bedel ödeyenler bu sırra vakıf olabilir… Bir düşle başlayan yolculuk; cesaretle, korkuyla, acıyla, kardeşlikle sınanıyor. Sonunu asla tahmin edemeyeceğiniz kurgu gerçekten muazzam. Yazarımızın sinematografik anlatımıyla her bir detay gözünüzün önünde şekillenirken yoksa böyle bir yer gerçekten var mı, bu insanlar bunları yaşamış olabilirler mi diye düşünmeden edemiyorsunuz. Geçen yıl değerli arkadaşım Cüneyt Candaş’ın Kadavra Mevsimi adlı kitabını okumuş ve kalemine hayran kalmıştım. Nitekim kitabı yılın en iyi yerli korku romanı seçildi. Ama Bedel Ödeyenler’le kendini çok daha ileri taşımış. Bu kitap sadece korku ve gerilim değil aynı zamanda varoluşçu sorgulamalar ve derinlik de içeriyor. Öyle sürükleyici ki 413 sayfayı iki günde bitirdim. Okuyun ve üzerinde konuşalım Ah daha neler anlatabilirim ama büyüsü bozulmamalı

Bedel ÖdeyenlerCüneyt Candaş · Müptela Yayınları · 2022150 okunma

·

174 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Elvan