Gönderi

192 syf.
·
Puan vermedi
Heinrich, sorgulanması için ne tuhaf bir kurgu yaratmış. Ahlaki davranışların doğuştan mı? yoksa sonradan öğrenilebilir şeyler mi? olduğunu sorgulatan bir kurgu. Tuhaf bir değerlendirmem var kurgu konusunda sevdim mi bilemedim ama nasıl bittiğini de anlayamadığım kadar dikkat kesildim. Resim yapmaya başlayan ama Mondrian’ın resimlerini görünce onun kadar iyi bir ressam olamayacağına karar verip, resim yapmaktan vazgeçen Joseph Malderoyce hukukçu olmaya karar verir ve küçük bir köye yerleşir. Bir sabah, evinin önünde uyuyan, dövülmüş, kimsesiz ve yardıma muhtaç olan bir çocuğu, Abel’ı bulur. Sonrası son derece rahatsız edici durum ve diyalogların geçtiği, bu kitabı okumaya nasıl karar verdiğimi düşünürken, öte yandan sonunun nasıl geleceğini de bilmek isteyip, hemen bitsin diye şaşkınlıklar içinde ilerleyen, tuhaf bir okuma oldu. Yazdığım bir önceki cümlenin uzunluğundan anlayın, kitabı sindirmem çok zaman alacak gibi. Spinoza, iyi-kötü ve ahlak karşısında etik sorunsalıyla uğraşırken ‘İyi-kötü, doğada var olmaktan çok, bizdedir. Eğer şu ya da bu kötü bir şey yaptıysa, bu, onların özlerinden ayrı düşünülemez.’ der. Yetişkinler ve çocuklar için iyi-kötü eylemini farklı değerlendiririz. Fakat Abel karakterini tanırken Spinoza’nın Etika’sında bazı noktalara adeta bir referans olduğunu düşünüyorum. Yaşamın insan psikolojisindeki inceliğini sorgulatan olaylarla ve her biri zihninizin kapısını dinamitleyen, orada sanki tamiri mümkün olmayacak boşluklar açan, duygu değişimleri yaşatan farklı bir türdü.
Kralın Laneti
Kralın LanetiWilli Heinrich · Olvido Yayıncılık · 2016126 okunma
·
543 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.