Stalincilik, son nefesini verene kadar beklenildiği gibi davrandı. 1947'den beri Sovyet liderliği anti-Semitizm'i kışkırtmıştı. Aslında bu önyargı, 1920'lerden beri zaman zaman resmi politika olarak yüzeye çıkmıştı. Ancak bu kez muhtemelen Rus Yahudileri arasında yeni kurulan İsrail devletine duyulan sempatinin bir sonucu olarak çok daha şiddetliydi. Sovyetler Birliği önceleri Yahudi devletinin kurulmasından yanaydı fakat İsrail'in Ortadoğu'da bir Sovyet karakolu olmayacağı anlaşıldığında, Stalin'in tutumu ansızın değişti. Muhtemelen Yahudilerin İsrail'i desteklemelerine izin verilirse diğer azınlıkların kendi ulusal hareketlerini desteklemelerini önlemenin çok zor olacağından korkuyordu. Sebep ne olursa olsun, hükümet Yahudilerin yükseköğrenim kurumlarına girişlerine katı kotalar getirdi, Moskova'daki Yiddiş tiyatrosunu kapattı ve Siyonistleri hain ilan etti. Bütün bu belirtilerin en uğursuzu, Ocak 1948'de ünlü Yiddiş oyun yazarı Solomon Mikhoels' in Stalin'in verdiği emirle öldürülmesiydi.