Gönderi

Önceleri tatlı karlar elde edeceklerini ümit eden bu çevreler,Japon endüstrisi içinde fazla etkili olmayı beklerken,sihirli bir el tarafından on yıl gibi kısa bir süre içinde Japonya'dan ayrılmak zorunluluğunda bırakıldıklarını ibretle görmüşlerdir.Ne yapılmışsa yapılmış,yabancı sermayenin ve yöneticilerin Japonya'yı terketmesi ve yerlerine Japon sermaye ve iş adamlarının gelmesi sağlanmıştır.Bu şekilde,Japon milli burjuvazisi yabancıdan gerekli olan sermaye ve teknolojiyi almış ve zamanı gelince sezdirmeden onu kapı dışarı etmesini bilmiştir.Yani içeri giren yabancı sermaye,Japonya'yı sömürme fırsatı bulamamış,aksine sömürülmüştür.Her zaman olduğu gibi yabancılar,işgal altında dahi olsa Japonya'yı yanlış kıymetlendirme hatasına düşmüşlerdir.Şimdilik görülen odur ki,Japon burjuvazisi halen milli olma niteliğini korumamaktadır.^^(Bu tarihlerde Osmanlılarda devleti kurtarmak için milliyetçilik yerine ümmetçiliğe bel bağlandığı görülmektedir.Hatta cumhuriyet döneminin İkinci Dünya Savaşı sonrasında milliyetçilik! Yabancılarla işbirliğinde olanların kendilerine yakıştırdıkları sıfat olmuştur.Bu yolla dışa bağımlı bir sanayileşme yoluna gidilmiş ve milli burjuvazi(üretim araçlarını ellerinde bulunduranla çıkarları bunlarla birleşenlerin oluşturdukları toplumsal sınıf) yerine komprador(Uzakdoğu ülkelerinde yabancı ortaklıklar yararına çalışan yerli aracı, acenta) yaratılmıştır.Bu tip burjuvazinin önderliğinde gelinen yer,içinde buluduğumuz,dışa bağımlı çarpık bir sanayileşmedir.kısır döngü içinde bu sanayileşme zamanla daha fazla dışa bağımlılığı gerektirmektedir.)^^
Sayfa 41
·
4 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.