Kim demiş kavak meyve vermez diye?
Düyşen idealist bir Kırgız genci köyünün ataerkil geleneklerine baş kaldırıp kendi çabalarıyla köyüne bir okul yapar ve oradan ismi gibi altın kalpli bir kız filizlenir "Altınay Süleymanovna". Her zorlukta sistemi suçlayıp okumayan ve çaba gösteremeyen genç kardeşlerim için ışık niteliğinde bir kitap. Gel gelelim Altınay kızımıza öğretmeni Düyşen'in "çağıl çağıl akan derem , ışık saçan yıldızım" diye sevdiği o akıllı ve öksüz kızımız. Yengesi denen canavar ve amcası ile kalan her türlü hakarete ve zulme maruz kalan güzel kızımız çok şükür ki Düyşen gibi merhamet timsali bir öğretmen ile yolları kesişmesiyle kaderi değişir. Hor görülen ,hakaret edilen ,itilen ve hatta zorla kuma olarak bir caniye verilen ve umutsuzca o çadırdan yıldızlara bakan 15 yaşında bir öksüz iken köyünde yapılacak olan okulun açılış törenine onur konuğu Üniversite öğretim üyesi olarak döner. Belki o çadırda baktığı yıldızlar kadar uzaktı umudu. Ama uzakları yakın eden merhamet abidesi öğretmeni onu kurtarır. Bütün kitabı buraya yazabilirim okurken ruhuma işledi yer yer gözlerim doldu umudunu yitirmiş her insanın özellikle kız çocuklarının okuması gereken bir kitap. Kitabı okuduktan sonra neden "kim demiş kavak meyve vermez diye ? " dediğimi daha iyi anlayacaksınız. Buradan İlk Öğretmenim Cemile Yıldırım'ı anmamak olmaz en içten samimiyetimle beni yetiştiren öğretmenlerimi selamlıyor ellerinden öpüyorum. Sizde ilk öğretmeninizin veya hayatınıza ışık tutan öğretmeninizin ismini yazarsanız sevinirim.