Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Atum dünyayı yaratınca Nun’un kaos ve kar­maşası evrenin sınırlarından dışarı itilir. Onun yerine Ma’at olarak bilinen muhteşem bir denge, adalet ve kozmik uyum hissi kalır. Bu evrensel ger­çeklik ilkesi Mısır’daki yaşamın her öğesinde var­lığını hissettiriyordu; ahlakı, kozmoloji anlayışını, yasaları ve siyaseti şekillendirirmişti. Ma'at başına çoğunlukla bir kuş tüyü takan genç bir tanrıça ola­rak tasvir edilirdi. Mısırlılar ruhun kalpte bulunduğuna inanır­lardı. Bir Mısırlı öldüğünde, Anubis (ölülerin tanrı­sı) onun kalbini alır, Ma’at’ın tüyüyle kıyaslayarak tartardı. Sonuç, kişinin yaşamını Ma'at ın ilkeleri­ ne uygun olarak yaşayıp yaşamadığını belirlerdi. Ölçümü geçemeyen kalpler ikinci bir ölümün acı­sını yaşar ve tanrıça Ammit tarafından yenir (dişi aslan, timsah ve hipopotamın aç gözlü bir melezi olan Ammit, Mısırlılar için insan yiyen yaratıklar arasında en korkunç olandı), bedenleri ise Duat olarak bilinen yeraltında sonsuza kadar kalmaya mahkum edilirdi. Kalpleri terazide Ma’at’m tüyüyle dengede kalanların başına daha iyi şeyler gelirdi: Aaru’nun ebedi cennetine giderlerdi.
·
73 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.