Gönderi

"Yefim Îvanoviç'ten sonra Vasili konuştu. Her şeyi bir anda ortaya dökmek istiyordu:Silahların kendisinden alınmasından doğan kişisel dargınlığı ve şurabstov tarafından önerilen taktiğe duyduğu kızgınlığı...Bir anda parlayıp sönüyor, heycanlanıyordu."Şurabstov 'bize ateş etmeyin,tanrı aşkına n'olursa olsun polisle çatışmaya girmeyin uslu olun! diye ricalarda bulunuyor.Legalite tutkusunu bir bakıma tamamen pençesindeler, bir bakıma da kesinlikle değiller! Îş yerinin kapısında,polisin burnu dibinde toplanın... Evet bu iyi! Peki öyleyse orada bir karışıklık çıkaralım,ama niçin? Niçin olacak,kibarlığımızı göstermek ve daha iyi koşullarda legal bir kongreye gitmek için: Daha doğrusu, aslında bu ufak tefek şeyleri,yani fabrika ve atölyelerdeki konferansa hazırlanmak için.Hani derler:Çok laf az iş'Peki n'oldu bizim ilkelerimize? Nerede kaldı uzlaşmazlığımız? Soruyorum sizlere: Nerede bizim devrimci düşünce biçimimiz? Nerede? Nerede bizim o coşturucu ve acımasız mücadele ruhumuz?"
Evrensel Basım yayıneviKitabı okudu
32 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.