Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Mekan tutmak ve her akşam aynı ufukta Güneşin batışını seyretmek ölümdür biraz Ölümdür biraz hep aynı yatakta Aynı kadınla sevişerek sabaha varmak Kitapları hep aynı raflara sıralamak Aynı eşyayı kullanmak eskimektir biraz Soluk soluğa yaşamalı insan Her sabah yeni bir şeyler görebilmeli Ve cehenneme dönse de bir ömür Mutlaka bir şeyler değişmeli her/gün Ey o büyük yolculukların ürperten heyecanı Okyanus dalgalarının sesleriyle dol bu ömre Ölüme ve aşka durmadan kement atan Serüvenlerle geçsin yaşamak Buz tutmuş bir dünya ortasında Yollara düşerdi o hep aynı ıslıkla Önünde dağlar, uçurumlar Sarsılan gök, yarılan toprak Çelik uğultularla burgaçlanırken Yaşamak işte öylesine kucaklardı onu Ve her nasılsa keklik sekişli Bir aşkın sevinci dolardı yüreğine Çıkarıp atardı o zaman deli bir ırmağa Ne kalmışsa bir önceki serüvenden Soluk soluğa yaşadı kentleri, aşkları Bağlanacak kadar kalmadı hiçbirinde Pervasız bir acemi, bir çılgın Soyu tükenen bir bilgeydi belki de... O yalnız kaybetmesini öğrendi ömründe Avucundan dökülen kum taneleriydi her şey Ne bir serseriydi ne de yılgın bir savaşçı Ama kendi kafasıyla düşünen ve hakkında Ölüm fermanları çıkartılan biriydi belki Sevince deli gibi severdi Pervasız severdi sevince Dövüşmek ancak ona yakışırdı Ona yakışırdı aşklar ve yolculuklar Yoktu bağlandığı herhangi bir şey Bulutlar gibi çekilip giderdi seslerin arasından Ne bilir ömrün değerini bir çılgın Yalnızca kendini yaşamayı nereden bilebilir Ve başarısız eylemler çağında o Kaçabilir mi binlerce kez ölmekten Yerleşik yargıları olmadı hiç Kurmadı güzel gelecek düşleri Nerede bir yangın, nerede tehlike O mutlaka oradaydı birdenbire Dinsizdi, özgür sayılırdı belki Ama bağlanmazdı özgürlüğe de Hiçbir yerde yeterinden çok kalmadı Beklemedi anılar sarnıcının dolmasını Şikayetsiz yaşadı yaşadığı her günü Yoktu yüreğinde pişmanlıkların izi
·
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.