Gönderi

"1834'te Harbiye (Harp Okulu) kuruldu. Daha sonra 1859'da Batı örneğindeki üçüncü yüksekokul, Mülkiye kurulacaktı. Bu üç okul ve onu izleyen diğerlerinden mezun olanlar, Osmanlı-Türk çağdaşlaşmasının önderliğini yapacak, 'taban'ını oluşturacaklardı. II. Meşruti yet devrimini bu gibi okul mezunlarının (mekteplilerin) siyasal örgütü olan İttihat ve Terakki gerçekleştirecekti. Müslüman Osmanlı eğitiminin yetersizliğini belirtmek bakımından ilginçtir ki, yeni yüksekokullarda okuyabilecek yeterlikte gençler bulunamadığı için, bu okullar kendi orta, hatta ilköğretim birimlerini oluşturmak durumunda kalmışlardır. Öyle ki, 1834'te kurulan Harbiye ilk mezunlarını ancak 14 yıl sonra, 1848'de verebilmiştir. Yunan İhtilali'nin bastırılmasından sonra Osmanlı-Mısır sürtüşmesi başladı. Sonuç olarak 1831'de Mehmet Ali isyan ederek ordusunu Filistin'e gönderdi. Mısır ordusu Osmanlı ile yaptığı üç meydan muharebesinden muzafferçıktı. Bu sırada Mısırlılar Kütahya'ya gelmişler (1833), kışı Bursa'da geçirmeye hazırlanıyorlardı. II. Mahmut bu durumda ya Mehmet Ali ile uzlaşacak ya da yabancı yardımına başvuracaktı. II. Mahmut ikinci yolu seçti. O sırada İngiltere ve Fransa birbirleriyle uğraştıkları için bu olup bitenlerle ilgilenemiyorlardı. Bu yüzden tuttu, Rusları yardıma çağırdı. Hem de ünlü atasözünü söyleyerek: "Denize düşen yılana sarılır." Oysa "yılan"a sarılacak yerde Mehmet Ali'ye sarılabilirdi... Ruslar büyük hevesle geldiler, Boğaziçi'ne yerleştiler. Olay Batı'da büyük telaş uyandırdı. Fransız ve İngilizlerin araya girmesiyle Kütahya'da bir anlaşma sağlandı. Mehmet Ali'nin oğlu İbrahim Cidde valiliğinin yanında Şam, Halep valilikleriyle Adana muhassıllığını elde etti (1833)."
·
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.