Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

240 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Çağdaşlık.
"..bu kitap boyunca çağımızda yaygınlık kazanmış, kitlelere benimsetilmiş, dahası sorun haline getirilmiş bazı olguları dile getirmeye, yer yer de onları irdelemeye çalışacağız." Çağdaş kelimesini görünce aklıma çağdaşı olduğumuz sayılı kıymetli yazar olduğu gerçeği geldi. Sezai Karakoç'u hakkın rahmetine yolcu ettiğimiz bu yılda Rasim hocaya sağlıklı, sıhhat üzere uzun bir ömür diliyorum. Varlıkları çok kıymetli. Çağdaş insanın tanıdık portresi çizilmiş girişte. Öyle tanıdık, öyle trajik ki.. Korkuyla karışık endişe, "Bu, kendi ekseninden sapmış bir korkudur." Kararsızlık, tedirginlik, endişe.. bana ne olacak korkusu; bana ne yapacaklar, yarınım ne olacak korkusu. En vahimi: "Rızkından emin değildir, attığı adımdan emin değildir, düşüncesinden emin değildir, seçtiğinden emin değildir." Bunca vehim arasında sürekli seçmeye dayatan bir çağ.. "Fakat neyi seçecek, nasıl seçecek, niçin seçecek? Seçtiği şık, onu, arzın ayağının altından kayma duygusundan kurtaracak mı?" İmkanların, seçeneklerin çoğaldıkça kasvetin arttığı bir çağ bu. Bir yanda iyimserler, diğer yanda kötümserler. İki tarafında ortak paydası: "Mevhum bir geleceğe yüzünü döndürerek yaşadığı günden hesap soruyor ve ilerde yaşanacak günlerin hesabını istiyor." Sayın hocam "bu algılama biçimini değiştirmenin imkanı bizim elimizdedir." diyor. Bizi geleceğin getireceği ürkünç tabloları tasarlayarak, bu günün şartlarını iyileştirmeye teşebbüs etmemekle suçluyor. Biz rahatlık-konfor çağındayız. Parmak şıklatmamız yeterli işlerimizi görmek için. Nasıl yapabiliriz bunu.. Sınır tanımaz bir doyumsuzluk, engel tanımaz bir özgürlük anlayışı, değer bilmez bir bencillik.. insanı boğulduğu, nefessiz kaldığı kendi içine hapsetti. "Sınırsız bir başıboşluk ve sınırsız bir utanmazlık.." "Her şey fazla nazik, fazla soğuk, fazla cansız" şimdi. Bu duruma daha fazla maruz kalan Batı kentlerinde, belirtiler yüksek oranda bu eserde gördüğümüz gibi: "Akıl ve ruh hastalıkları, gitgide daha çok insanı içine alan boyutlara ulaşıyor. Batı kentleri, açık hava ruh hastalıkları hastanelerine dönüşmüştür desek, pek de abartma yapmış sayılmayız." Yaşadığımız günler işte böyle deforme olmuş insan psikolojisine sahnelik yapıyor. Her bölüme ayrı ayrı değinmek istesem de kendimi frenlemem gerekiyor. Kitabı alınız ve okuyunuz. Sorulan sorularda, çizilen portrede üzerinde ciddi düşünülmesi gereken türden. Sorunun kökenine kaliteli sorulardan ulaşılır demişler. Buram buram kalite kokuyor. Sadece bir kaç noktasını hedef alarak yazmaya çalıştım. Yazdıklarımın dışında bir çok konuyu barındıran sayfa sayısı az, muhtevası zengin bir eser. İnsanın bütün bu heva ve heveslerle, düştüğü manevi buhranın da katkısıyla kendisine nasıl zulmettiği mevzusunun çözümü üzerine çok durulmasa da buna gerek olmadığını düşünüyorum. Hastalığı iyice tarif edince tedavi kendini gösteriyor nasılsa. #160972188 Soru demişken çağımızın diline pelesenk olmuş "özgürlük" kelimesi üzerine çok değerli bir soruyla bitirelim: "Özgür irademizle seçtiğimizi sandığımız şey, gerçekte bizim özgür seçimimiz midir?" Düşündüğümüz, giydiğimiz, konuştuğumuz.. şeyler bize mi aittir?
Yaşadığımız Günler
Yaşadığımız GünlerRasim Özdenören · İz Yayıncılık · 2015258 okunma
··
2.000 görüntüleme
mistik okur okurunun profil resmi
Kalemine sağlık, yine döktürmüşsün maşallah, feyz aldık. :))💫🌟
Hîm okurunun profil resmi
Teşekkür ederim ☺️🤗 düşüncen kıymetli benim için beğenmene sevindim 🌼
mistik okur okurunun profil resmi
Bilmukabele.Eksik olmayasın...🧡
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.