Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

559 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir kitabın incelemesi kitabın özünü yansıtır, değil mi? Özü Kur'an ise peki?.. Uzatmayayım amacım kitabın faydasını görmeniz ve tefsirin faydasını göstermek adına iki sure için yazdığım yazıyı paylaşmak istiyorum, okuyamayan bile buradan nasiplensin diye: Baktığımız zaman her süre, her ayet hatta ALLAH tarafından bize ulaşan her bir harf bizim fani kalbimizin anlayacağı boyuttan çok daha fazla! Anladığımız yanında bir zerre. Ama Bakara süresi ayrı bir mucize bence. Hem; kapsadığı konular, hem de çıkarılacak dersler konusunda, gerçekten bize çok büyük mesajlar veriyor! Tabii ALLAH bize lazım olan dersleri anlamamızı nasip ederse.. Nasip ettiği an hayatlarımızda pek çok şey değişecek bence! (Bakara) Gelelim öncelikle bu sürenin ismi nereden geliyor, fazileti neler. Çünkü; bir şeyi tam manası ile sevmek için tanımak gerek.. Tanımak için bilmek. Bilmek için derine inmek! Bunları tam manası ile becerebilirsek Peygamberimiz'in (sav) bir hadisinde buyurduğu şeyi büyük bir iştahla gerçekleştireceğimizi düşünüyorum. (Bakara süresini okuyunuz. Çünkü onu okumak bereket, terk etmek ise pişmanlıktır. Sihirbazlar ona güç yetiremezler. (Müslim, Müsafirin, 252.)) Evet; Hz. Musa (a.s.) zamanında meydana gelen bir mucizenin hatırasını yaşatmak için bu sureye "Bakara suresi" denilmiş. Olay ise şöyledir; İsrailoğulları'ndan bir şahıs öldürülmüş, fakat katili bulunamamış. Belki katili bulabilirler diye durumu Hz. Musa (a.s.)'ya arz etmişler. Bunun üzerine ALLAH Hz. Musa'ya (a.s.) onların bir sığır kesmelerini ve sığırın bir parçasını öldürülen kişiye vurmaları emrini bildirdi. Böylece ALLAH'ın izniyle dirilecek ve katilin kim olduğunu onlara bildirecekti. Bu da, mahlukatın öldükten sonra tekrar diriltileceklerine dair, Yüce ALLAH'ın kudretini gösteren bir delildir! Çok güzel bir olay değil mi? Duyduğum an gülümsememi durduramadım. Sürenin ismine bile baktığımız zaman, sadece ismi bile başlı başına mucizeyken sure nasıl sırlarla doludur, düşünebiliyor musunuz? Düşünmeliyiz bence.. Gelelim sure hakkındaki bilgilere.. Bakalım burada daha ne kadar mutlu olacağız, ALLAH ne kadar büyük, diye! Yaratıcımız mucizelerini bize ne kadar göstermiş ve biz ne kadarını görmek istedik!.. İnsan düşündükçe düşünüyor ve sona ulaşamıyor. Bu yüzden biz susalım, fani konuşmayı çok sever, Baki'ye kulak verelim; Kur'an'ın en uzun süresidir, Bakara. Medine'de indiği için; hukuk yönü ağır basıyor. (Medine'de inen sureler, genellikle Müslümanların sosyal hayatlarında ihtiyaç duydukları prensipleri ve hukuki esasları içinde bulundurur..) İçeriğine geçmek istersek ki; içeriği kapsamlı ve pek çok hakikat dolu! Daha başta bir hakikat gözler önüne seriliyor. "1. Elif, Lam, Mim! 2. Kendisinde hiçbir şekilde şüphe olmayan bu kitap, müttekiler için bir hidayet kaynağı ve yol göstericidir." Kimdir bu müttekiler? EHL-İ TAKVA! Takva sahibi.. Kimlerdir takva sahipleri; ALLAH-u Teala'dan korkup, haramlardan sakınan! Bir ders daha; bize Kur'an'dan daha doğru ne yol gösterebilir? Peygamberler geldi geçti, şimdi biz kıssaları bile nereden öğreneceğiz? Bir konuda kararsız iken doğru kararı elimizdeki telefonlar sayesinde mi alacağız? Eğer takva sahibi değilsek bu soruya cevap olarak "evet" diyebiliriz. Ama o zaman pek de iç açıcı bir gelecek olamaz! Bir resmi nasıl bize sergide çizen anlatıyorsa ve biz ondan dinleyip o gözle bakıyorsak, elbette ALLAH'ın yarattığı her zerreyi O'ndan (cc) öğrenmek zorundayız! Ki yolumuz papatyalarla donansın.. Gerçek yurdumuza döndüğümüz zaman "keşke!" demeyelim.. Peki, takva sahiplerini hangi yollara götürüyor, bu sure? İlk ayetleri, bahtiyar ve bedbaht kişiler arasında bir mukayese yapmak için, mü'min, kafir ve münafıkların sıfatlarından bahseder, imanın, küfür ve nüfakın hakikatini açıklar. "8. İnsanlardan bazıları da vardır ki, inanmadıkları halde ALLAH'A ve ahiret gününe inandık" derler. 9. Onlar (kendi akıllarınca) güya ALLAH'ı ve mü'minleri aldatırlar. Halbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değillerdir. *10. Onların kalplerinde bir hastalık vardır. ALLAH da onların hastalığını çoğaltmıştır. Söylemekte oldukları yalanlar sebebiyle de onlar için elem verici bir azap vardır." Bahtiyar kısmından değil de bedbahtlardan bahsetmek istedim. Çünkü; zaten dersi alıyoruz. Bahtiyar insan, ALLAH'a ve ahiret gününe öyle bir inanır, öyle bir tasdik eder ki, yaşayış biçimi, sözleri.. zaten her şeyi değişir. Ki 8. ayetten yola çıkarak bazı noktalara düşünerek ulaşabiliriz. Hem "düşünen insanların dinidir, İSLAM!" 10. ayete yıldız koymak istedim. Onların kalplerinde hastalık vardır! Zaten hastalık o kadar bellidir ki, onlar bir konuşur zehirli bir sarmaşık zannedersiniz! Gönüllerindeki küfür metestazlıdır! Her yere önlerine arkalarına her yere dağılmıştır! Ve ALLAH onlara elem verici azabını tattıracaktır. Takva sahibi olup bu ayet neticesinde "ALLAH'ın böyle bir hastalığın oluşma riskine karşı çoğaltmamasını ve bizi o küfür diye nitelendirdiğimiz bedbaht insanlardan yapmamasını dileyelim.. Gelelim diğer kısımlara; Sonra insanın ilk yaratılışını ele alır ve Hz. Adem (a.s.)'in kıssasını ve o yaratılırken meydana gelen ve ALLAH'ın insanoğluna yaptığı mucizelere değinir. Daha sonra Yahudiler'i ele alır. Bu ele almak Müslümanlar'ı uyarmaktır, Yahudiler'e karşı ki bu uyarmaları kavramlar halinde belirtmek istiyorum; *Hile ve desis, *Alçaklık, *Gaddarlık, *Hainlik, *Sözde durmama, *Fesatlık... gibi davranışlarına karşı uyarır ki bunu yazarken aklıma şu geldi; "Şöyle adam var Yahudi ama çok güzel iyilik yapıyor, çok ahlaklı... Şöyle ki; şart belli, ALLAH'a iman! Ve hayat bir sınav. Siz bildiğiniz bilgileri sınav kağıdına yazmazsanız eğer kimse size biliyordu zaten diyerek 100 vermez! Ve Yahudi, münafık gibi kesimlerin özellikleri konusunda Kur'an yol göstermiş. Bu yolda olmayan o dinde ya da dinsizlikte de olur! Sure daha sonra başta dediğim gibi "hukuki" yönleri ele alıyor! Bu yönler; - Oruç ile ilgili hükümler, (Ey iman edenler! Sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sakınasınız diye sizin üzerinize de sayılı günlerde oruç yazıldı. İçinizden hasta veya yolcu olan, başka günlerden sayısınca tutar. Orucu tutmakta zorlananlar için yoksulun (günlük) yiyeceği kadar fidye yeterlidir. Bir iyiliği mecbur olmadan yapan için bu (yaptığı) iyidir. Ama orucu tutmanız-bilirseniz- sizin için daha hayırlıdır.) - Hac ve Umre ile ilgili hükümler, (Haccı ve umreyi ALLAH için eksiksiz yerine getirin; engellenirseniz kolayınıza gelen bir kurban gönderin. Kurban, mahalline ulaşıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Fakat içinizden biri hasta ise veya başından bir rahatsızlığı varsa (tıraşını olup) oruç veya sadaka yahut kurban olarak bir fidye ödesin. Güvenlikte olduğunuzda hacdan önce umre yapan kişi, gücünün elverdiği türden bir kurban kessin. Bulamayan ise hac sırasında üç gün, döndükten sonra yedi gün yani tam on gün oruç tutmalıdır. Bu, ailesi Mescid-i Haram civarında oturmayanlar içindir. Allah'ın buyruğuna saygılı olun ve bilin ki ALLAH'ın cezalandırması çok şiddetlidir.) - ALLAH yolunda cihatla ile ilgili hükümler, (Savaş size farz kılındı, gerçi o size hoş gelmez. Olabilir ki siz, bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa ki o sizin için bir hayırdır. Yine olabilir ki, siz bir şeyi seversiniz, oysa ki o sizin için bir kötülüktür. ALLAH bilir, siz bilmezsiniz. Ey Muhammed! Sana haram aydan ve o ayda savaşmayı soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak, büyük bir günahtır. Bununla beraber ALLAH yolundan alıkoymak, O'nu inkar etmek, insanları, Mescid-i Haram'dan menetmek ve halkını oradan çıkarmak, ALLAH yanında daha büyük bir günahtır ve fitne, öldürmekten daha büyük bir vebaldir. Onlar, güçleri yeterse, sizi dininizden döndürmek için sizinle savaşmaktan hiçbir zaman geri durmazlar. Sizden de her kim, dininden döner ve kafir olarak can verirse artık onların bütün amelleri, dünyada ve ahirette boşa gitmiştir. İşte onlar, cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır. Şüphesiz ki iman edenlere, ALLAH yolunda hicret edip, cihat edenlere gelince, işte onlar, ALLAH'ın rahmetini umarlar. ALLAH, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.) -Evlenme, boşanma, kadın, süt emzirme... ile ilgili hükümler, (Bu konular derin ayetler derin.. 221. ayetten başlayarak mealini hatta tefsirini okursanız çok fazla faydası olacaktır.) -Bunlar harici, faiz ve haramlardan bahsedilmiş.. (275. ayet ) Ve bu sure başı gibi çok güzel bir şekilde sonra erer; "Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işleri de yükleme. Bizi affet! Bizi bağışla! Bize acı! Sen bizim Mevlamızsın, kafirler topluluğuna karşı bize yardım et." İşte.. bu sure, en güzel şekilde, Mü'minlerin güzel vasıflarını anlatarak başlamış ve onların duaları ile sona ermiştir. ALLAH bize bu vasıfları anlatılan Mü'minler arasında olmayı ve her daim gönlümüzde bu duayı barındırıp bir an olsun bile tereddüt etmeden gerekeni yapmayı nasip etsin. Sadakallahul azim!
Safvetü't Tefasir / Tefsirlerin Özü (7 Cilt Takım)
Safvetü't Tefasir / Tefsirlerin Özü (7 Cilt Takım)Muhammed Ali Es-Sabuni · Ensar Kitapevi · 2021464 okunma
·
1.291 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.