Gönderi

"Edep Ya Hû"
Tarikat adabının her kademesinde edep ön plândadır. Sufî, canlı olsun cansız olsun -ki onlara göre her yaratılmışın canı olduğu farz edilir- her şeye ve herkese karşı edebini korumak zorundadır. Kapının çarpılmadan yavaşça örtülmesi bir edeptir. "Kapıyı kapat" denilemez (Allah kimsenin kapısını kapatmasın); belki kapıyı ört, yahut sırla denilebilir. "Lâmbayı (mumu, ışığı) söndür" denilemez (Allah kimsenin ışığını söndürmesin); lâmbayı dinlendir denilir. Keza lâmba yakılmaz, ancak uyandırılabilir. Birisi konuşurken sözünü kesmek, gizli konuşmak, mecliste fısıltı ile lâkırdı etmek, işaret ve işmar etmek vs. hep edebe aykırı davranışlardır. Gezerken yere, ayağın sesi duyulmayacak derecede, yumuşak basılmalıdır. Kapıdan çıkılırken arkasını dönmek edepsizliktir. Kapı eşiğindeki ayakkabılar dışarıya değil (zira bunun manası "git, bir daha gelme" demektir), içeriye doğru çevrilir. Uyuyan birini uyandırmak için onu sarsmak, yahut adını ünlemek abestir. Bunun yerine yastığına parmak uçlarıyla vurulup hafif sesle "Agah ol erenler!" denilir.
Sayfa 74 - kapı yayınlarıKitabı okudu
·
100 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.