Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

171 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Ayrıldığımızda veyahut öldüğümüzde aradan bir hafta dahi geçmeden yerimize ‘’yeni bir elemanın’’ bulunacağı bir iş için kendimizi ne kadar da hırpalıyoruz. Ruhumuzu, benliğimizi ve tüm bunların bir araya gelerek oluşturduğu karakterimizi görmezden gelerek dört elle sarıldığımız mesleklerimiz ne yazık ki bize aynı karşılıkta bulunmuyor. Günümüz dünyasında tek bir işten emekli olma dönemi neredeyse büyük bir hayal olmaya başladı. Esneklik, özgürlük adı altında sunulan şeylerle bugün bir insan evladı neredeyse birkaç yılını bile doldurmadan kendini başka bir işin başındayken bulabiliyor. Bu duruma sadece iş değişimi olarak bakmak da yanlış olacaktır. Mekan değişimi, mevcut arkadaşlardan uzaklaşıp yeni bir insan topluluğun içine girmek gibi her ne kadar farkında olmasak da hem ruh hem de bedenimiz için son derece külfetli bir sürecin içinde buluveriyoruz kendimizi. Ve tüm bunlara rağmen yakamızı bir türlü bırakmayan o ‘’belirsizlik’’ hissi de cabası. Bir oradan bir oraya savrulan zavallı insan rotasını şaşırmış bir kuş gibi kendi ruh dünyasının semalarında yönünü bulmaya çalışıyor. ‘’Evden çalışma sistemi’’ ise kapitalizmin ya da mevcut dünya düzeninin vardığı belki de en uç noktadır. Her şeyimizle kendimizi özgür ve bağımsız hissettiğimiz, adeta kendi küçük krallığımızı ilan ettiğimiz yuvalarımızda artık tıpkı bir mahkum gibi kendimizi işimize adıyoruz. Şirketler evden çalışma sistemindeki verimliliği arttırmak için her gün yeni yöntemler ve programlar üzerinde çalışıyor. Bilgisayarımızdaki bir program sayesinde iş dışında yaptığımız tüm site ziyaretleri vs. şirketin datalarına kaydediliyor ve daha sonra bu kayıtlar üzerinden iş performansımız değerlendiriliyor. Daha önce de dediğim gibi esneklik adı altında sunulan bu sistem sıcacık yuvalarımızda dahi özgürlüğümüzü bir daha geri vermemek üzere almış görünüyor. Kitapta bahsi geçen bir diğer şeyse ‘’risk almak’’ kavramı. Çağımızda risk almak artık sonuçları üzerinden ele alınıp değerlendirilen bir şey olmaktan ziyade kavramın kendisinin daha önemli olduğu bir noktaya doğru gidiyor. Risk almak eyleminin nihayetinde neler elde ettiğimizin ya da neleri yitirdiğimizin pek de bir önemi yok sanki. Kendimizi o ‘’risk alabilenler’’ kervanına dahil edip edemediğimiz çok daha mühim bir mesele. Çünkü garanticilik ya da belki pasiflik diyebileceğimiz durum günümüz dünyasında hoş karşılanmayan bir davranış biçimi haline geldi. İnanılma bir hengamenin ve bu hengamenin getirdiği selin ortasında duruveren insan kendini bu sele kaptırdığında selin kendisini hangi kapının önüne getireceğini bilmese bile ‘’risk almış’’ olmanın verdiği özgüveni tüm zerrelerinde hissediyor. İleride keşke dememek için mi yoksa kendi içimizdeki bir hesaplaşmanın sonucunda mı bunu yapıyoruz? Bu sorunun ortak bir cevabı yok ancak risk almanın getiri ya da götürüsüne mi yoksa risk almak eyleminin kendisi mi bizim için daha önemli bunu da ancak kendi içimizde yaptığımız bir sorgulamanın sonucunda cevaplayabiliriz. Çağımızın belki de en büyük tabularından biri ‘’başarısızlık’’. Bugün çoğu insanın elinden düşüremediği kişisel gelişim kitaplarında başarıya dair reçeteler ardı ardına sıralanırken başarısızlığa ve başarısızlıkla nasıl başa çıkılacağına dair iki satır yazı görebilmek bile pek mümkün değil. Haliyle başarıya bu kadar odaklanılıp başarısızlığın da aynı ölçüde ötelenip göz ardı edildiği bir ortamda hayal kırıklıkları da o denli büyük oluyor. İş, siyaset, spor ve aklımıza gelebilecek diğer tüm alanlarda her on kişiden yedisi başarısızlıklarla dolu bir hayat geçiriyor desek sanırım yanılmayız. Geriye kalan o üç kişi ise zaten arka arkaya gelen başarısızlıkların, hayal kırıklıklarının ardından o noktaya ulaşabiliyor. Hani şairin ‘’Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır’’ demesindeki gibi. Ahvalin bu olduğu bir ortamda başarıyı tek gerçekmiş gibi görmekten sıyrılıp bu hayatta başarısızlıkların da var olduğunu ve hep var olacağını içselleştirenler bu hayatta öne çıkıyor. Hayat toz pembe değil ben tüm başarı ve başarısızlıklarımla ben olabilmeliyim. Bana soracak olursanız bu da büyük bir başarıdır.
Karakter Aşınması
Karakter AşınmasıRichard Sennett · Ayrıntı Yayınları · 2022843 okunma
··
2.899 görüntüleme
Gamze okurunun profil resmi
Düşüncelerime tercüman oldun, teşekkürler
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.