Gönderi

İpler Kimin Elinde?
Yine de beynimizin tüm tuhaflıklarına katılmamıza izin vermemesi, bilinçaltı süreçlerinin önemsiz ya da amaçsız olduğu anlamına gelmez. Tam tersine, algımız, düşüncelerimiz, inançlarımız, kararlarımız beynimizin gizli dalavereleri tarafından şekillendirilir. Hayal gücü kuvvetli psikologlar, beynimizde olan biten her şeyi bildiğimiz ve bunları kontrol ettiğimize yönelik hatalı sezgilerimiz konusunda çeşitli metaforlar üretmiştir. David Eagleman bunu şöyle vurgular: “Farkındalığınız, bir transatlantiğe binip de ayaklarının altındaki muazzam mühendisliği idrak etmeksizin, yolculuğun tüm itibarını üstlenen bir kaçak yolcu gibidir. ” Toplumbilimci Jonathan Haidt de farkındalığı, filin sırtına binmiş bir adama benzetir: Sürücü, fili o yana ya da bu yana gitmesi için dizginleri çekiştirerek ikna edebilir ama günün sonunda fil kendi aklına eseni yapar ve bizden büyüktür. Psikoloji alanında, beynimizin gizli önyargılarını ve kestirme yollarını inceleyen öncülerden olan Daniel Kahneman, bilinç ve bilinçaltı zihin süreçlerimiz arasındaki iş bölümünü sinema terimleriyle ifade eder: Bir filmin yapılmasına benzetilerek ele alınacak olursa, beynimizin iki eylem evresini ana karakterler oluşturur ki bilinç burada “asıl kahraman olduğunu sanan yardımcı oyuncudur." Bu temadan ayrılmadan önce benzer bir metafor daha önermek isterim. Kendimizi zihinsel yetiler üzerinde tam kontrol sağlamış bir kuklacı olarak düşünürüz. Öte yandan gerçekte, sessiz kalan bilinçaltımıza görülmez iplerle bağlı olan, onun keyfi doğrultusunda dans eden ve koreografiden kendine itibar çıkaran kuklanın kendisinden ibaretizdir.”
Sayfa 19-20
·
74 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.