"İnsanı insan eksiltir, nasıl çoğaltırsa" diyordu ya Hasan Ali Toptaş. Öyle olmuş, "kendimizi tamamlamak bir kenara dursun daha da eksiliriz, eksik hissederiz" kısmı. Duyar duymaz bizi alıp bambaşka zamanlara ve dünyalara götüren cümlelerin başında gelir bana kalırsa. Yürürken düşünmeliktir yani tam. Kilometrelerce yürüsen yine de içine sığdıramayacağın, hani bilirsin bilmesine ama kabullenemezsin ya bir türlü. O hesap.
En sevdiğim kitapların başında gelir söz konusu kitap. Hele ismi... Her kitabının ismine bayılıyorum ama Müzeyyen'in yeri başka. İlk okuduğum zaman bir şarkı gibi dilime dolandığını, durup durup yinelediğimi hatırlıyorum. Bu kadar sevdiğim bir kitabın incelemelerini hiç okumamışım. Denk gelmemiş herhalde. Nasıl üzüldüm. Zira yazılan her inceleme kitaptan bir parça gibi olmuş. Bayıldım başta bu inceleme olmak üzere her birine tek tek. Bu incelemenin nazarında herkesi tebrik etmek istiyorum.
Demek ki nasıl sihirli bir kitapmış Müzeyyen. Sevmeyeni hiç sevemiyor ama içine girebilenleri de bir parça kendinden katmadan salmıyor :)