Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

244 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 saatte okudu
Hayırlı Cumalar! Ayrı ayrı okumaktansa daha güncel ve yeni bir baskıyla okumak düşüncesi daha çekici geldi diyebilirim. Mutallaka zaten geçenlerde okuduğum bir kadınla erkek arasındaki mektuplaşmaları konu edinen eser ki onun incelemesini en son tekrar paylaşırım. Güzel bir birliktelik oldu diyebiliriz. Mezarından Kalkan Şehit kitabında yazar tamamen toplumdaki yanlış bilinen hurafelere, batıl inançlara atıf yapar. İnsanların bunlara nasıl kandığını anlamaz. Mesela cinler vardır, ruhlar vardır veya ruhlar alemi vardır derseniz buraya kadar bir problem yok. İnsanlar konuşmuş, karşılarına çıkmış, onlarla beraber yemek yemiş, akşamları gelip onları ziyaret ediyormuş, bana da geldi gibisinden söylemler ise batıl inançlardır. Bu ikisinin arasındaki farkı anlatmaya çabalıyor yazar. Şevki karakteri üzerinden ilerlediğimiz hikayede İstanbul hayatından sıkılan bir gencin eski bir dostunun Kartal’daki evini ziyarete gitmesiyle başlayacağız aslında. Gittiği yerde bir köşk vardır ve bu köşkle ilgili aklın almadığı iddialar dönmektedir. Sarıkamış’ta şehit düşen evin büyük oğlanın hayaleti her cuma gecesi ziyarete gelmektedir. Üstelik bu olayın başka başka şahitleri de vardır. Olaylar böyle olunca Şevki de işin iç yüzünü araştırmaya koyulacaktır. Polisiye ögeler barındırsa bile daha çok macera romanı olan bu kitap, aynı zamanda yazarın batıl şeylere inanan ve bunların etkisinde kalan insanları resmettiği 3 numaralı kategorinin içindeki bir hikayedir. İnsanların araştırmadan, düşünmeden, duyduklarına hemen inanarak sergilediği davranışların ne kadar saçma olduğu, böyle olayların üzerine gidildiğinde çok farklı olan gerçeklerin kolayca üzerinde duruluyor ki aynı zamanda bu kitabın ana fikri olarak da kabul edilebilir. Karakterlerin yaşam tarzı ve anlatılış şekilleri ise oldukça yalın, anlaşılır ve samimi. Ruh konusuna değinirken burada çıktığı batıl inançlara rağmen hakikatleri de bildiği için batıla kaçmadan ama özenli veya saygılı (nasıl isterseniz öyle söyleyin) davranarak belirli bir çizginin dışına çıkmadığını da görüyoruz. Şimdi diğer kitabın daha evvelden paylaştığım incelemesini olduğu gibi kopyalayıp yapıştırıyorum: İlginç bir kitap hatta kitapçık. Yazara başlamak isteyenler içinse kısacık sayfalarıyla ideal bir kitap olarak göze çarptığını görüyoruz. Olaylar olarak oldukça güzel bir eser olduğunu da görüyoruz. Bunda Gürpınar’ın yılmaz bir kadın hakları savunucusu olduğunu söyleyebiliriz ki önsöz de zaten bu mektuplarda kadının tarafını tuttuğunu, daha yazarken (1898) doğacak kızımın kaynanası olacak hanıma bu satırları armağan ediyorum diyor. Bunlar güzel şeyler. Kadınınla aran iyi olursa işin gücün de rast gider. Deneyin, pişman olmazsınız kıymetli dostlar. Mektuplardan anladığımız kadarıyla -böyle diyeceğim- kuduruk kayınvalide nedeniyle ayrılmış iki çiftin yazışmalarına şahit oluyoruz. Evet, evliliği iki insan yapıyor ama arka planda evlenenin aileler olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Maalesef toplum yapımız bu şekilde ama bunun de değişimine çok az kaldığına inanıyorum. Bilhassa biz ve bizden sonra evlenecek kuşağın çocukları olacak Beta ve Gamma kuşakları gibi son kuşakların çok daha farklı bir yaklaşım tarzı olacağından eminim. 7 gün (25 Aralık - 02 Ocak) süren bu mektuplarda, ilk mektubun (evet ilk mesajı kadın atmış) Akile Hanım tarafınca gönderildiğini görüyoruz. Kocası onu boşayan yani ona kötülük eden. Bu da iyilik çabuk unutulur sözünü aklıma getirdi ki, aynı zamanda kadının daha duygulu, daha hisli daha çok sevdiği bir ilişki olduğunu gözümüzün önüne getiriyor. Erkeğin ise elindekinin kıymetini elindeyken bilmediği. Tabi bunlar cinsiyet üzerinden değerlendirilemez, herkes kaybettiğini elden gidince anlar, gerçek kaybedeni geçen zaman açığa çıkarır. İyi okumalar dilerim..
Mezarından Kalkan Şehit - Mutallaka
Mezarından Kalkan Şehit - MutallakaHüseyin Rahmi Gürpınar · Everest Yayınları · 201248 okunma
·
177 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.