https://1000kitap.com/Mehmet_cT Özgürlük kavramını bir çatı gibi düşünürsek eğer ,her bireyin bu çatı altındaki rolü farklılık kazanır. Her birey kendi değerlerine göre bir rol biçer ve bunu eyleme döker. Eğer birey toplumdaki kapladığı yerin neden var olduğunu sorgulayamıyorsa özgürlükten demvurması mantık dışı olur. Bu mantıksızlık çerçevesinde savunduğu her yargı her tema bilinçsizlikten doğar...
Kadının birbiriyle yarış içerisinde olmalarından söz ederken aslında bu bilinçsizlikten söz ettim. Kendi var oluşsal döngüsünü , ruhunu bilmeyen kadın veya birey taklit ederek yaşamını sürdürür. Birtakım olguları taklit edeken yanlış ve doğruyu birbirinden ayırmama uçurumuna sahip oluyor. Ve zaten örnek olmanın zehirli yanı burda başlıyor...
Çevremiz , büyüdüğümüz kültür bize farklı algılarla özgürlüğü tanımlamamızı sağlıyor. Herkesin dem vurabileceği bir özgürlük çatısı ise eğitilmiş bir olgun ruhla mümkün maalesef. Kadının direnişini , kendi özünü, kendi olgunluğunu keşfedip onca kaybın arasından tekrar düşünme isteğiyle ilişkilidir. Bu da saf niyetin özüdür...