Hz. Hamza (r.a.), vadiye bakan son tepeye ulaştığı zaman, kendisine seslenildiğini duydu. Durup baktı. Bir oyuğun önünde yaşlı bir adam oturuyordu.
Yanına gidip sordu:
— Beni istedin galiba?
— Evet ey genç!
— Bir arzun varsa derhal yapayım, su yemek... Ne istersen.
İhtiyar adam eliyle red etti.
— Onlar senin olsun. Sana bir şey soracağım adın nedir?
— Hamza! Ebu Amare
— Ey Hamza, mesleğin avcılık mıdır?
— Evet.
— Boş zamanlarında avı beklerken ne yaparsın?
— Çevremi seyrederim. Konuşur hitabetimi geliştiririm. İlmimi ilerletirim. Hatta spor yapar silahlarımı denerim.
— Hepsi güzel. Hepsi faydalı yaşamak için. Başka?
— Taşlara, derilere, yapraklara yazı yazdığımda olur.
— Düşünmez mizin?
— Bunu bilhassa yaparım.
— Neler düşünürsün?
— İnsanları
— Niçin?
— Kardeş kardeş yaşamaları baş arzumdur.