"Aslında yapmak istediğim, parayla pek de fazla bir şey yapılamadığını, hayatı hoş geçirmenin filan da saçma olduğunu ikimize birden kanıtlamaktı bir anlamda." Şeklindeki cümleler, kitabın anlatımının sahibi Janet'ın kocasından duyduğu, kitabın anafikri olan cümleler. Bununla birlikte televizyonun insanlar üzerindeki etkisini ve olayların gidişatının çıkışını da görüyoruz (ilginç bir sakatlık veya yetenek, yazar sakatlık demeyi tercih etmiş)... Burgess, Otomatik Portakal'daki gibi yine müthiş bir mizahla ve güzel bir konuyla günümüze çok güzel ışık tutmuş. Ancak hikaye kısmı kitabın yarısına kadar müthiş ilerliyorken, bir anda biçim değiştirdi ve bambaşka bir yere giderek bambaşka bir sonla bitti. Açıkcası beklemiyordum yarısından sonraki gelişmeleri... Detaya girip spoiler vermek istemiyorum çünkü kitabın tadı zaten hikayede saklı. Uzun ve yoğun romanlardan nefes almak isteyenler adına keyifle okunacak bir eser. İyi okumalar...