yine hüsran :)
Esenlikler herkese bugün uzun zamandır merak ettiğim içeriğinin ise benim beklentilerimi karşılamayan bir kitap ile karşınızdayım. Adından da hepimizin öyle umacağı gibi kitabı Doğu Türkistan meselesini ele alan bir eser olduğu düşünüyordum.
Kitabımız Sibece öğrenmek için Gulca’ya giden yazarın anılarından oluşuyor. Peki, Gulca neresi, Doğu Türkistan'ın Batı Türkistan'a açılan kapısı. Günümüzde ise maalesef çin esareti altında. Yazar ise buradaki kısa eğitimi boyunca tattığı yemekleri, içtiği içecekleri, yaşadığı internet sorununu ve sadece okulda iken girebildiğini, kotalı olduğunu onda da facebook, youtube ve diğer internet ağlarının yasaklı olduğunu, her olayla birlikte orda olan saçma ve despot otoriteyi işe yaramayan boş politikaları, bürokratik dertleri arkadaşlarına yolladığı e postalar ile aktarmış.
Yollanan e postalar ise arşivlendikten sonra düzenlenerek haber başlığı altında elimizde bulunan kitap meydana gelmiş bulunuyor. Toplamda ise elli beş haber bulunmakta. E posta arşivinin olmasının en negatif yanı, bu yazılar arkadaşlarına atıldığı için bazı meselelere çok yabancı kalıp bağlantıyı kuramadığımız oluyor, bunu birkaç haberde yaşadım.
Kitaba dair ikinci olumsuz eleştirim ise, yazarımızın takındığı üslup olacak ki konuşma dili düzenlemeden yazı diline çevrilmiş gibi. ( #161382979 örneğinde olduğu gibi) Üsluptan rahatsız olunca, isim tanıdık geldi lakin öncesinde yazarın herhangi bir kitabını okumadığıma eminim. Arşivime bakınca gecen sene mayıs ayında okuduğum dergide uğraşmasının çocuk oyuncağı olduğu, kaleme aldığı yazının kalitesini düşüren ekler kullandığını hatırladım. Başka eserini okur muyum bilemiyorum, her şeyi zaman gösterecek.
Kitabı bana ulaştıran Oğuzhan Hocam ve ekibine saygıyla.
#Kitapşuuru 
Kitap Şuuru
·
135 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.