Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

144 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
21 saatte okudu
Gönül aşka karşı daima çocuktur.
Kitabın dili ağır değildi. Aksine olabildiğinde anlaşılır bir Türkçe vardı. Bugünün okuyucusunu zorlayan husus çok uzun betimlemeli cümleleridir. Bir sayfaya yakın bir cümle mevcuttu kitapta. Yine de bunu dönemi için değerlendirdiğimde çok büyük bir kusur gibi görmedim, ayrıca bence o cümleler bile bir sanat ürünüydü. Ve yine o cümleler bile sürükleyiciliği kesmiyordu. Batıya hakim olduğu belli yazarın, o yüzden bir övme stili olarak Romalıları görüyorduk hep, "bir Roma imparatoruna özgü heybetle..." yine betimleme olarak, "azim ve dayanıklılığı gösteren kırmızı yüzü ile Romalıları andırırdı." Okurken bir ara nedir bu Roma sevdası dediğim doğrudur... Üslubunu severek okudum ama hikaye olarak da tatmin ediciydi. Realizm akımına geçiş romanı olarak kabul edilir zaten. O yüzden de okuduğunuz aşk size yapmacık gelmiyor. Olaylarda, dramlarda gerçekçilik hakimdi. Köleliğin dramı iyi yansıtılmıştı ve acılar size hissettiriliyordu. Hikaye gerçekten hüzünlü ve derindi. Karakterimizin dramına çok güzel yer verilmişti. Onun anne özlemini derinden hissettirdi. Aşağılanırken kırılan kalbini görebiliyordunuz. Sevdiğine olan özlemini kalbinizde hissedebiliyordunuz ve o çaresiz kalıp Nil nehrine bakarken, siz de o çaresizliği sızı olarak hissediyordunuz. Kitap sadece kötü sonla bitmiyordu, baştan sonra hüzünlü bir hikaye mevcuttu. Bu yüzden mutlu sonla bitmesini içten içe arzu ediyor ve, "hayır Dilber, atlama," diye düşünüyordunuz. Romanda bu kadar yeniyken böyle bir eseri ben başarı saymak zorundayım. Kusurlarına rağmen bugün hala severek okunuyorsa zaten sanıyorum asıl başarı budur. Klasiktir, sıkıcıdır ön yargısını bir kenara bırakıp okunmalı.
Sergüzeşt
SergüzeştSamipaşazade Sezai · Kurgan Edebiyat · 201345,8bin okunma
·
4.108 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.