Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

İsa'nın İnsanlığı
İsa, Üçlübirlik Tanrı'nın İkinci Kişisi olmasına rağmen bu dünyaya bir insan olarak geldi. O tamamen Tanrı ve tamamen insandır. Bu kavramı insan mantığıyla anlamak zordur. Bu nedenle, Hristiyanlık tarihi boyunca İsa'nın insani zayıflıkları nedeniyle O'nun Tanrı olmadığını iddia ederek çarpık bir sonuca ulaşan bir çok kişi ortaya çıktı. Aslında Üçlübirlik Tanrı'yı doğru biçimde tanıyamadılar. Ruhsal gözlerimizi açıp İsa'nın insanlığının derinliklerine baktığımız zaman, Üçlübirlik'in özünü, dinamik ilişkisini ve yüce sevgisini net olarak anlayabiliriz. Kutsal Kitap'ta İsa'nın insanlığını canlı biçimde ortaya koyan birçok sahne vardır. İlk olarak Eski Antlaşma'daki RAB Tanrı(Tevrat,Zebur) ,Yeni Antlaşma'da İsa (İncil) Eski Antlaşma'da birçok kez insanlığını ifşa etti. Pişman oldu ve yüreği sızladı. (Yaratılış 6:6; 1.Samuel 15:35) Kendisini kıskanç bir Tanrı olarak tanıttı; "Putların önünde eğilmeyecek, onlara tapmayacaksın. Çünkü ben, Tanrın RAB, kıskanç bir Tanrı'yım. Benden nefret edenin babasının işlediği suçun hesabını çocuklarından, üçüncü, dördüncü kuşaklardan sorarım." (Mısırdan Çıkış 20:5). Acıdı (Yas.32:36) Kızdı.(Hezekiel 5:13) Öfkelendi (Hak 2:20) Hoşnut oldu (1.Korintliler 10:9) Güldü ve eğlendi (Mezmurlar 2:4) Bütün suç işleyenlerden nefret duyar (Mezmurlar 5:5) Kendisinden korkanlara sevecen davranır. (Mezmurlar 103:13) Yeni Antlaşma'daki İsa, Eski Antlaşma'daki RAB gibi kusursuz insanlığa sahipti ve duygularını ifade etti. İsa'nın fiziksel sınırlamaları vardı. Açlık (Matta 4:2), susuzluk (Yuhanna 19:28), yorgunluk (Yuhanna 4:6) hissetti. Hatta bazen hayal kırıklığına uğradı (Matta 26:36, 40-45). Üstelik çarmıha gerildi, acı çekti ve ölümü tattı (Matta 27:50; Yuhanna 19:33-34). İsa normal bir insan gibi psikolojik ve duygusal tepkiler verdi. Öğrencileri arasında Yuhanna'yı özel olarak sevdi. (Yuhanna 13:23) Lazar'ı sevdi ve Lazar'ın ölüm haberini alınca ağladı (Yuhanna 11:3,35). Yoksullara ve dışlanmış kişilere sevecenlik gösterdi (Matta 9:36; 14:14). Bazen sevinç duydu (Yuhanna 15:11; 17:13) ve öfkelendi (Markos 3:5; 10:4; Yuhanna 2:13-22). İnsanların sahip olduğu her çeşit duyguya ve tepkiye sahipti. Her şeyin yanı sıra, İsa'nın dua hayatına bakarak insani zayıflığı hakkında fikir edinebiliriz. Ululuğunu bir yana bırakan İsa (Grekçe'de Keno-o, Filipililer 2:7), zayıflıkları olan bir insan biçimi aldı ve gökten ruhsal yardıma ihtiyaç duydu. Tanrı'nın Oğlu İsa, Kutsal Ruh'un yardımı için Baba Tanrı'ya dua etti. Üç yıl sürecek hizmetine başlamadan önce 40 gün boyunca dua etti ve oruç tuttu. (Matta 4:2) Müjdeleme hizmetine başlamadan önce sabah erken dua etti (Markos 1:35) Öğrencilerini seçmeden önce bütün gece Babası ile konuştu (Luka 6:12) Getsemani Bahçesi'ne dua etmeye gittiğinde, kederlenmeye, ağır bir sıkıntı duymaya başladı (Matta 26:37) Dahası şöyle dua etti, "Baba mümkünse bu kase benden uzaklaştırılsın. Yine de benim değil, senin istediğin olsun." (Matta 26:39) Bu kase sadece çarmıhta çekeceği fiziksel acıyı değil, ama insanların hakaretlerini ve alaylarını (Matta 26:57-68; 27:11; 26-44), Petrus'un üç kez O'nu inkar edişini (Matta 26:69-75) vs. içeren yoğun bir ıstıraptı. Yaratıcı Tanrı olan Rab'bin onurunu yaralayan had safhada bir azaptı. İsa kusursuz bir insanlığa sahip olduğundan, bu hizmeti yerine getirmek için dünyaya gelmiş olsa da, bu kaseden uzak durmak istedi. Çarmıhın acılarını alt etmek için, kendi insani isteği yerine, Babası'nın isteğinin gerçekleşmesi için Kutsal Ruh Tanrı'nın yardımını isteyerek yeniden dua etti. (Matta 26:39,42). Dua edince, bir melek ona yardım etti. (Luka 22:39-46) Ayrıca çarmıha gerildiğinde, ayartılmamak için Babası ile konuştu. (Matta 27:46) İsa, Yaratıcı ve Her Şeye Gücü Yeten Tanrı'dır ve insanlığın kurtuluşunu daha kolay bir yoldan sağlayabilirdi (Yeşeya 59:16) Ancak Yeşeya 53.bölümde İsa'nın "bakılacak biçimden, güzellikten yoksun olduğu, gönlümüzü çeken bir görünüşü de" olmadığı ve "insanlarca hor görüldüğü, yapayalnız bırakıldığı, acılar adamı olduğu, hastalığı yakından tanıdığı" halihazırda önceden bildirilmişti. (Yeşeya 53:2-3) Fiiliyatta, İsa bu dünyaya beden alıp geldi. Elleri ve ayakları çarmıh üzerinde delindi. Kırbaçlandı ve bedeni deşildi. (Yeşeya 53:5-6). İnsan gözüyle en acıklı ve ıstıraplı olan yoldan insanlığın kurtuluşunu sağladı. Oğul Tanrı'nın bu insani imgesi İsa'nın Tanrı olmadığı aldatmacasına yol açabilir. Ancak O'nu görmek için ruhsal gözlerimizi açtığımızda, Oğul Tanrı'nın insani zayıflığının her şeyi yaratan, yaşamı ve ölümü denetleyen, her şeyin kaderini elinde tutan İsa Mesih'in tanrılığının nihai temsili olduğunu görürüz. Bu, Oğul Tanrı aracılığıyla insanlığı ebedi yıkımdan ebedi yaşama aktarmak için Üçlübirlik'in sergilediği en yüce sevginin ifadesidir. Bizzat Tanrı olan İsa'nın, kurtuluşu bu yoldan sağlamasının nedeni, Tanrı'nın sevgisini bizlere insani düzeyde göstermek istemesidir. İsa'nın bütün günahlarımızı bizim yerimize üstlenip hak ettiğimiz cezayı çarmıh üzerinde en alçaltıcı biçimde çekmesi sürecine baktığımızda, önceden ebedi ölüme mahkum olan bizleri kurtarmak için etkin olan Tanrı'nın sevgisini yüreğimizin en derin yerinde deneyim ederiz. Tamamen yozlaşmış insanlar, Tanrı'yı görecek gözlere sahip olmadığından, Tanrı'nın sevgisini ancak Oğul Tanrı'nın bu eyleminden sonra fark edebildiler. Yalnızca Tanrı, kefaret için kusursuz bir sunu (kurban- Tanrı kuzusu) olabilirdi. Çocuklarını seven İsa, diğer tüm insanlar gibi zayıf ve sınırlı bir insan suretinde dünyaya geldi. Ve bu halde çarmıh cezasını üzerine aldı. Sonuç olarak, döktüğü değerli kan gerçek kurban haline geldi. Hiçbir yaratık bunu başaramazdı; İsa'nın bunu yapabilmesinin nedeni Tanrı olmasıdır. Bu nedenle, İsa'nın kusursuz bir insan olarak gelmesi ve insanoğlunun tam kurtuluşunu sağlaması İsa'nın tanrılığını tasdik eden güçlü bir kanıttır. İsa, her şeyi yaratan Yaratıcı Tanrı olmasına rağmen, ululuğunu bir yana bıraktı (Filipililer 2:7), insan bedeni aldı, her türlü zulme ve acıya katlandı ve bizim için bir kurban sunusu, fidye oldu. Bize sonsuz yaşam armağanını verdi (Yuhanna 3:16; 5:24) Rabbimiz, Efendimiz ve Dostumuz oldu (Yuhanna 15:14) Alfa ve Omega olan, yaşamımızı ve ölümümüzü, kaderimizi elinde tutan Rab İsa'ya yüreğimizin derinlerinden gelen içten şükürler ve hamtlar sunmalıyız. Bu gerçeği anlamak bizim için çok önemlidir. Bunu anlamayan liberal ilahiyatçılar, İsa'nın tek Kurtarıcı ve Rab kimliğini inkar ederler ve diğer dinlerde kurtuluşun başka yolları bulunduğunu söyleyen Dinsel Çoğulculuk'u onaylarlar. Yalnızca İsa'nın insanlığında görülen Tanrı'nın en derin sevgisini anladığımızda, İsa'nın gerçek kimliğine saldıran Son Zamanlar'ın her türlü ayartısına karşı zafer kazanabiliriz.
Sayfa 61 - YAY YayınlarıKitabı okudu
·
379 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.