"intihar mektubum kimsenin kutsal kitabı olmayacak,
bu bile intihara muhteşem sebep.
uçan mürekkeple yazılan bir hayatı
geçirmek için mektubuma
bunca yıldır yaşıyorum hayatın kuyruk sokumunda"
Bir saat öncesine kadar varlığından habersiz olduğum bir şairin birdenbire ruhumu ele geçirmesini izlemek inanılmazdı. Kesin ve değişmeyecek bir görüşle söylüyorum ki en sevdiğim şairler arasında anında yerini aldı. İntihar fikrinin tepemde bir kılıç gibi beklediği, hayata dönüşsüz adım atmam gereken şu günlerde 26 yaşında sessiz sedasız bu dünyadan gidiveren bir adamın duyguları 18 yaşında bu dünyadan gitmeye gün sayan benim duygularımla karıştı.
Her kitap insana kendine mi yoksa yazara mı ait olduğunu bilemediği fikirler, anılar, duygular bırakır elbet. Fakat bazıları bunu bambaşka seviyelere götürür. Özge Dirik de benim için öyleydi. Hala etkisinden kurtulamadığım bir anda yazıyorum bu incelemeyi. Şiirlerini şimdi tekrar okuyacağım ve bu halüsinatif etkinin beni farklı sonuçlara çıkarmamasını umacağım. Beynimde şiirle beslenen uzun uzun solucanlar dolaşıyor şu an.