BİR ENFES ÇALIŞMA
"Bu kitaptan son 15-20 günde epey sayfa paylaştım. Bazı dostlar merak etti onlara özelden sayfa alıntılarının yer aldığı bu kitaptan bahsettim.
Nöro bilim-Nöro evrim-Nöro felsefe son 30-40 yılın konuları ama şunu da bilmenizi isterim ki NÖRO ile başlayan çok sayıda alt bilim dalları var. Dünyanın bilimde gelişmiş ülkelerinde insan beyninin ve sinir sisteminin çalışmasının taklidiyle yapay zekalar, kendi kendine öğrenen makinalar üzerinde çalışmalar yapıyorlar.
Tıp ya da Mühendislik konusu olsa da bu çalışmalar, NÖRO üzerine “FELSEFE” yapma çalışmalarına da yol veriyor.
Dünyanın gelişmiş ülkelerinde, bu konuda çalışma yapmak isteyen akademisyenlere çeşitli fonlardan akan dünya kadar para var. Bu paralar küçük laboratuvarlarda çalışma yapanlara akarken belki 3-5 yıl hiç geri dönüşümü olmuyor. Yani yeni bir buluş, bir fikir ortaya çıkmıyor ama çalışmaların hepsi raporlanıyor bilim raflarına dolduruluyor.
Bazıları bu raflardan öğrendiklerini maddi değere sahip bir buluşa dönüştürüyor. Ve bir anda bir çok laboratuvara harcanan milyonlarca EURO-DOLAR, o fonların akıtıldığı ülkelere MİLYARLAR olarak dönüyor.
(Tabi dünyada son 10 yılda bu bilimsel çalışmalar gelişmeler yaşanırken, geri zekalılarca yönetilen ülkelerde insanlar hala 4-5 bin yıllık mitolojiden medet arıyor, dua ediyor, ibadet edip gökyüzünden kendilerine nur yağacağını düşünüyor ve bu salakları da bilimde gelişmiş ülkeler “ucuz işgücü”, “köle” , “ücretli asker” olarak kullanıyor. Bu dünyadaki gönüllü köleliklerinin, ezikliklerinin geberdikten sonra ödülleneceğine inanıyorlar ve daha çok köleleşiyorlar)
Biz insanlar, süren evrim sürecimiz içinde “kendinin farkında olduğunu fark edeneler” haline dönüşüyoruz. Daha hala beynimizdeki “nöron” adı verilen yapıtaşlarımızın sırları keşfetmeye devam ediyoruz. Biz memeliler ile akraba olan diğer memeli türü olan “laboratuvar sıçanlarını” bir yandan üretiyor, bir yandan onları deneylerde kullanıyor beyinlerinde olup bitenleri anlayarak “kendimizi fark etmeyi fark ettiğimizi” keşfetmeye devam ediyoruz.
Sonra bu çalışmalarda ortaya atılan tezleri gelişmiş beyinler makalelerde, kitaplarda, konferanslarda tartışıyor ve daha iyisini yapmak için tekrar laboratuvarlarına dönüyorlar.
Jaak Panksepp, Laboratuvar ekibiyle yaptığı çalışmalar neticesinde ortaya şöyle bir tez atıyor;
Memeli beyinlerinin eski subkortikal bölgelerinde en az yedi temel afektif (DUYGULANIM) sistemi var. Bunlar;
1) Arayış (Beklenti),
2) Korku (Kaygı),
3) Öfke (Kızgınlık),
4) Arzu (Cinsel Heyecan),
5) Bakım (Besleme),
6) Panik/Yas (Üzüntü)
7) Oyun (Sosyal Neşe).
Bunlar, evrimsel araçlar olarak miras aldığımız temel “birincil süreçler”.
Eğer ARAYIŞ itkimiz olmasaydı hayatımıza devam edemezdik aç kalırdık. Bu sistem dengesiz uyarılırsa bunun sonunda; şizofreni, megalomani, paronoid eğilimler, bağımlılıklar, depresyon, OKB vs vs gibi sonuçlar doğabiliyor. İyi ki KORKU itkimiz var ve onun sayesinde kendimizi düşmanlarımıza karşı “korumaya” alabiliyoruz.
Ve bu birincil süreçlerin beynimizde doğup uyarılması da gelişmiş aletlerde görüntülenebiliyor. Ölçülebildiği, görüntülenip somutlanabildiği ölçüde, yapılana “bilim” diyoruz. Sonrasında daha gelişmiş çalışmalarda, farklı görüntülemeler ölçmeler yapıldığında, önceki tezlerin bazıları tekrar doğrulandığı gibi “yanlışlanabiliyor” yanlışlanabildiği için de yapılana “bilim” diyoruz...
Bu paylaştığım karede dik duran 700 sayfalık kitap, İnsan duygularının evrimi üzerine tez sunuyor yedi temel “duygulanım” süreçlerimizi irdeliyor, Laboratuvar sonuçlarını sunuyor.
Yatay duran kitap da aynı yazarın çalışması, ona girmeyeceğim sadece haberdar olmanız için paylaştım. (
Afektif Nörobilim)
Bu çalışmalar, yani NÖRO ile başlayan çalışmalar, sadece Tıp ve Mühendislik alanını ilgilendirmiyor. Kendimizi tanımamızı da sağlıyor. İnsanı, duygulanımları, duygularımızı, tanımlayamazsak, edebiyat tahlillerimiz eksik kalır. Yapmaya çalıştığımız Teoloji güdükleşir. Tarihi kişilikleri anlayamadığımız için Tarih yorumlarımız sorunlu kalır. Yani İNSAN tanımı için NÖROLOJİK süreçlerin iyi bilinmesini gerektirir.
Bu satırları okuyan, “bu herif nereye varmak istemektedir” diye düşünen beyninizde olan şey NÖRO ile başlayan süreçlerdir. Sosyal medyada gördüğünüz güzel kız, yakışıklı erkek fotoğraflarına bir kaç kez bakmanız hep bu birincil süreçlerden kaynaklanıyor. Bir politikacıya nefret kusmanız, öfkelenmeniz de bu süreçlerin sonucu.
Hatta beyninizdeki birincil süreçlerin, nörolojik aktivitenizin bir şalteri olsa ve o şalter inse, bugün ısrarla savunduğunuz İNANÇLARINIZ ve TANRINIZ da olmayacak. Bir şiirden etkilenmeyeceksiniz, bir sanat yapıtı sizi mutlu etmeyecek, dinlediğiniz müzikten etkilenip elinizi kıçınız sallayamayacaksınız.
O yüzden BEYNİNİZDE olup bitenleri tanımaya merak etmeye çalışmak gerek. En azından geberik olmadan bu konuları MERAK etmenizi şiddetle tavsiye ediyorum."
Alıntıdır Kartal Yolcu
·
1 artı 1'leme
·394 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.