Ne yazsam?
Ne yazsam? İlla ki bir şey yazmak zorunda değilim tabi ama yazılmayacak bir eser değil kendisi.
Büyülü gerçekçilik akımı kurucusu denmiş ama günümüzü anlatıyor bu kitap. Büyülü gerçek falan yok. Çat çat çat yüzünüze vuran tokatlar ve acı gerçekler var. İşin şakası tabi ki büyülü gerçekçilik akımının kurucu olarak adlandırılan yazarmış kendisi. Açıkcası ben daha fazla bu akıma kapılmış bir yazı beklemiştim ama zaten içeriği beni yerle bir etti. Sizi bilmem ama ben bu kitabın bir bölümünde gerçekten ağladım.
Bu hep böyledir. Has adam vardır. Her şeyi üstlenir. Sonra bir bakarsınız göklere sığdırılmayan o adam herkes tarafında ayaklar altında taşlanırken bulur kendini.
Okuyun bu kitabı. Okutturun. Ben okumam diyenlerin kafasına atın.