Gönderi

224 syf.
9/10 puan verdi
Sürekli bize nasıl hissetmemiz, nasıl davranmamız gerektiğini dikte eden bir kültürde yaşıyoruz. Bir öğrenme çıktısı olarak buna boyun eğme ve ileriye taşıma, bir sonraki nesle aktarılıyor. Tabi gerçek değişmiyor değil mi? Bu zincir iyi gelmiyor iyi hissettirmiyor bizlere. Değişim istiyoruz. Değişemedikçe bedenimiz sinyaller yolluyor bize. Değişim adına arayışta olan ve iyileşme için çabalayan kişilere sürekli affetme halinden bahsedip nasihatlar verme durumu havalarda uçuşuyor. Sahi affetmek iyi gelir mi herkese? Bu konuda tek bir doğru var mıdır? İşte yazar bizlere dikte edilen bu hallerden bahsediyor. Affetme, boyun eğme, sorgusuz inanma, sevme, duygular, aile ilişkileri, sınırlar….. ve temelleri bebeklikte hatta biz daha doğmadan atılan şemalar silsilesi… Yaşadıklarımızın izin verdiği ölçüde görebiliriz çevremizi… Bu çerçevenin izin verdiği kadarıyla sorgulayıp değiştirmeye çalışırız. Bazen yıllarca terapiye gideriz ve ilerleme kaydedemeyiz. Bazıları ise iyileşme haline daha hızlı erişir. Etkili olan faktör? Biz miyiz? Terapistimiz? İlişkilerimiz? Anlaşılmak? Şemalarımız? Bedenimiz? Sorgulama ve ifade etme cesaretimiz?
Beden Asla Yalan Söylemez
Beden Asla Yalan SöylemezAlice Miller · Okuyan Us Yayınları · 20193,170 okunma
·
54 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.