Gönderi

otuzdokuzdaki aydınlık
Niçin ulusal gelirimiz adam başına yılda ortalama 2000 dolar gibi yüz kızartıcı düzeylerde sürünüyor? Yok mu aklımız dünyanın beğeneceği ürünleri yapmaya yetecek?Yok mu bilgimiz bunları pazarlayacak? Nerede uluslararası bilim adamlarıyla kendi konularında fikir alışverişi yaparak onları kendine hayran eden yöneticilerimiz? Avrupa kapısında dilenci mi olmalıydi, Pittard'ı kendisine hayran bırakan Mustafa Kemal'in Türkiyesi türban mı olmalıydı tartışma konumuz, bilim, teknoloji, sanat, uluslararası ticaret ve sanayi yerine? Karafatmalar gibi mi dolaşmalıydı kadınlarımız, kürsülerde ders verecek, şirketler yönetecek yerde? Üniveriste müsveddeleri mi olmalıydı yükseköğrenim kurumlarımız? Bilimsel başarımız ticari bir şirketin saydığı atıf sayısına mı bağlanmalıydı, uluslararası ödüller ve patentlerle taçlanacak, ulusumuzu refaha taşıyacak yerde? Bizi bu hale getirenlere anıt mezarlar mı dikmeliydik, tarihten ders alacak yerde? Nerede kaldı Türkiye'yi yönetirken Pittard'ı kendine hayran bırakan o eleştirel akıl? Nerede? Nerede o 1939'da kalan aydınlık?
Sayfa 184Kitabı okudu
·
44 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.