Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

96 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Hayırlı Cumalar! Oldukça özel bir sayı olduğu için bu ayın ilk gününden bitirmeyi amaçlamıştım bu sayıyı. Kendim ekledim. Eğer ekleyecek kütüphaneci kardeşim olduysa sabah saatlerinden, istekleri bilmediğim için herhangi bir çakışma olduysa kendisine özürlerimi sunarım. Benim için önemli ve özel bir sayı çünkü ‘Otizm’ dediğimiz farkındalıktan, özel insanlardan bahseden bir sayı ve yaklaşık 1 haftadır bugünü hevesle bekliyordum başlamak adına. Kısa kısa gidersek yine dikkat çekici haberleri gördüğümüzü söyleyebiliriz. İklim değişikliğine karşı ağaçların rolleri, vücutlarımızın antibiyotiklere karşı gösterdiği dirençler dikkat çekici yazılardan. Bir Kaşık Sana Bir Kaşık Bana başlıklı araştırma ise bilhassa çocuk gelişimi alanında akademik kariyer hedefleyenler için iyi bir araştırma ve devamı da gelecekmiş. Küresel İklim Değişikliği meselesi ise yine can alıcı araştırmalardan. Bunu buradan ilk defa yazacağım, nasılsa kimsenin umuru olmayacak. Bir insana ulaşmak için maksimum gereken kişi sayısı 5 ve biz 2 insanda hedefimize ulaşabiliyorduk. İklim Değişikliği nedenlerinden en önemlisi bana göre kalabalıklaşan şehir yaşamıdır. Beton binalar, yok edilen ağaçlar derken herkes nefes almak için köyüne, köylük kırsal alanlara gitmeye çabalar. -Aynı zamanda insanların köylerinde durmaları, köylerinde kalmaları için bir şeyler yapıyor olmaları gerekir. Hem nüfus yoğunluğunu düşürmek hem üretimi arttırmak adına yapılacak olan bu bileşik çalışma, ekolojiye tek bir alandan yüklenip orayı delmek yerine ağırlığı eşit olarak pay etmeyi getirecektir. Evet, üretim sürecinin desteklenmesi ekolojik çevreye ve toprağa büyük katkı sağlar. Aynı şekilde bölgedeki toprak örtüsünü zenginleştirmek, çevreye de katkı sağlayacaktır. Aynı zamanda üretim ve besin ihtiyacına da. -İşte şimdi bahsedeceğim konuya geldik. Üretim için, Nurettin Nebati Bey’e ulaşmaya çalıştık. Böyle bir projemiz vardı, en azından iyi bir düşüncemiz. Geçen sene 1 ton patates çıkartıp akrabalara dağıttığımız, eşe dosta 1₺ gibi komik bir rakama verebildiğimiz Patates’i bu sene ekemedik. Evet, ekemedik. Bakın burada siyaset yok. A Parti, B Parti beni ırgalamıyor. Aç kalınca herkes aç kalıyor, üretim olmayınca fiyatlar herkesi etkiliyor. -Üretim için gereken humuslu toprağından suyuna, mazotundan traktörüne her şey ama her şey o kadar pahalı ki üretim yapamıyoruz. Büyük ithalat pazarımız olan Rusya sıkıntısı devam eder ve pazara sunduğu üretim ürünlerini keserse ne olacak? An itibariyle gaza gelen zamlar, yiyeceklere de gelecek. İşte bu yüzden çiftçi ve üretim desteği çok önemli. Aynı zamanda üretim için verilen desteği alıp tarlasına dokunmayanlara da yaptırım yapmazsan, oradan gelen parayı çatır çatır yiyip üretim yapmazlarsa olacağı budur. -TMO’da bu hafta 5 litre ayçiçek yağı 120₺ ama ne zamana kadar böyle zararına satabilecekler? Nereye kadar. Üretim desteklenmeli. Gerekirse bazı il belediye başkanlarının yaptığı gibi devlet arazileri, o bölge halkına ÜCRETSİZ olarak kiralanarak ekim yapmaları ve ürün satmaları sağlanmalı. Yahu sizin yanınızdaki danışmanlar ne yapıyorlar da yıllık kazançları çoğu emekçinin 10 yıllık kazancından fazla? Şunları size söylemeye mi korkuyorlar? Gözünüzü açın, sadece bakmayın, görün. Göremezsiniz, görülmeyeceksiniz. Ben yeterince anlattığımı düşünüyorum. Sonuç olarak ben eminim ki toprağımızı, oldukça bereketli ve yerli malı haftasında haritalara sığmayan besinlerimizin olduğu bu kutsal topraklar, bu kadar az üretimle bir ithalat ülkesi değil, ihracat yurdudur! Dönelim tekrar kitabımıza. 2 Nisan, Dünya Otizm ve Farkındalık Günü! Yani yarın. Bakımları gerçekten de oldukça zor olan, anlaşılmaları ve anlatımları güç olan bu özel insanların sınırsız sevgi güçlerini sosyal medyadan gördüğümüz videolarda çok çabuk anlayabiliyoruz. Günlük rutinleri özellikle dışarı çıkmak, güzel günlerde doğada zaman geçirmek olan bu insanların pandemi döneminde yaşananlarla beraber değişen rutinleri, kapalı alanda fazla kalıp bu durumdan etkilenmeleri üzerine genel bir anlatım yapılmış. Çünkü bu bireyler hissetmemeleri gereken en güçlü duyguyu yaşadılar, insanlarla görüşemediler ve yalnızlık duygusunun esiri oldular. Psikolojik olarak onlar adına bu durum ağır bir şart. Tekno Yaşam modu ise son dönemde Kripto Paraların ne kadar önemli yer tuttuğunu gösterir nitelikte. Tabi burada yüzeysel bilgiler olsa da bu gelişime aradan yıllar geçmiş olsa bile Bilim dergisinin de kayıtsız kalamadığı aşikar. Burada bu konuya değinmişken bir süre daha bazı borsalardan uzak durulmasını, fiyatı şişirilmiş, COIN olmayan Fan Token gibi para birimlerinden her şart altında uzak durulması gerektiğini belirtelim. Ne biliyorsun ki diyenler olabilir. Doğrudur. En azından KYS Fan Token’i 30 lira gibi rakamdan toplayıp da şu an 60 kuruşa satamayıp batanlardan olmadık. Kınamıyorum, fan token denilen saçmalıktan olabildiğince uzak durun. Güvendiğiniz, geleceği açık dediğiniz Web 3.0 ve Metaverse projelerini araştırın. Bu sıra benim favorim de RACA. Bir diğer dikkat çekici proje de robotlar için yazılan makalede karşımıza çıkacak. Uçan Robotlar diyebiliriz bunlara. Gelişen teknoloji ile Drone kadar ulaştık aslında ama daha gelişmiş, yangınlara anında müdahale edebilecek, insanların giremeyeceği veya çıkamayacağı yükseklik ve alçaklıklara anında müdahale-tespit yapabilecek ürünlerin gelişimi ve bunun önünün açık olması güzel. Bu alanda yani kısaca robotik kodlama alanında kalifiye eleman azlığı ise lise döneminden başlayarak çocukların eğitiminde devrim nitelikli yeni öğrenim modlarının yolunun açılmasından geçiyor. Yapabiliriz, neden olmasın? Gençlerin yollarını açamaz mıyız? Her şeye muhtaç mı yaşayacağız. Sonsuza kadar böyle gitmez bence. Liyakatli insanlar elbet gelecektir. Dikkat çekici başlıklardan biri de kitap okumakla alakalı idi. Kitap okunmalı mı yoksa dinlenmeli mi sorusu oldukça revaçta. Bilhassa sesli kitap uygulamalarının arttığı yakın dönemde bu önemli bir soru. Aynı zamanda bilimsel araştırmalar ve veriler ışığında aslında ikisinin de beyinde aynı bölgeleri harekete geçirdiğini öğrendik. Tabi okurken dakikada okuma hızımızın 250 kelime, konuşma yani dinleme hızında ise 150 kelime ortalaması olduğunu hesaba katarsak eğer; öğrenmek amaçlı dinleme yapılabileceği gibi, kır yürüyüşlerinde yapılan kitap dinlemenin daha huzurlu olacağını da düşünebiliriz. Dikkat eksikliği olanlar için de kitap dinleme çok güzel bir aktivite bana göre. Gene de ben klasiklerden giderek kitap okumanın dinlemekten daha iyi olduğuna inanıyorum. Tabi o da teknolojik, dergiyi bile PDF okuyorum daha ne olsun ki. Hepimize iyi okumalar dilerim..
Bilim ve Teknik - Sayı 653 (Nisan 2022)
Bilim ve Teknik - Sayı 653 (Nisan 2022)Bilim ve Teknik Dergisi · Tübitak Yayınları · 202293 okunma
·
453 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.