Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

288 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Romandaki Zaman ve Mekân Unsurları Bakımından Bir İnceleme
Zaman: Yazar, aktüel zaman ve geçmiş zaman olmak üzere iki temel zaman dilimi kullanır. Bu iki zaman dilimi arasında geniş bir mesafe vardır. İki zaman dilimi de birbirinden kopuktur. Hikâyelerin anlatıldığı zaman ile hikâyelerin yaşandığı zaman arasında kırk yıl vardır: "Onları kırk yıl sonra ilk defa görüyordum ama altısını da tek tek tanıdım. Saçları ağarmış ve dökülmüş, yüzleri kırış kırış olmuş bu yaşlı adamlar 'onlar'dı. Cafer, Adil, Abdülali, Koca, Cebrail ve Ağarahim idi." Yazar, romanda kesin tarihlere yer verir. 1935 yılından bahseder. 1935 yılı yazarın doğum yılıdır. Yine 1941 yılından bahseder. Bu yıl, savaşın en hararetli dönemidir. Yazar 1944 yılına da romanında yer verir: "Bir defasında, 1944 yılının sıcak ve kurak güz günlerinden biriydi. Hanım teyze her zamanki gibi dik adımlarıyla sokağımızdan geçiyordu..." Romanın baş kısmı aktüel zaman ile başlar fakat yazar, sonraki bölümlerde sürekli olarak çocukluk anılarını anlatır. Bu açıdan romanda "geriye dönüş tekniği" kullandığı görülür. Aynı zamanda geçmiş zaman hikâyelerinin içerisinde de geriye dönüş tekniği mevcuttur: "Bir defasında babam avludaki çardağın altına oturup çay içerken tekrar tekrar uzaklara baktı, bir müddet hiç konuşmadı, sonra bana dedi k: 'Bir vakit gelecek, göreceksin ki ihtiyarlamışsın... Yılların nasıl geçtiğini hiç anlamayacaksın...' O zaman babamın söylediği bu sözler bana çok uzak ve dumanlı bir gelecekten haber veriyordu..." Yazar; romanda yer alan karakterleri anlatırken de geriye dönüş tekniğini kullanır, onların geçmişine değinir: "Anam, şimdi Şevket'in yaşadığı o iki odalı evde önceleri ziftçi Mirzagil'in yaşadığını, sonra ziftçi Mirzagil'in Merdekan köyüne göçtüğünü, bu evi de falan paraya Şevket'e sattıklarını anlatıyordu..." Yazar, çocukluk anılarının hâricinde iki yılını da özetler. Bu iki yıl, romanda yer alan aktüel zamanını belirtir: "İki yıldan fazla zamandır ben mezarlıktan eve dönerken..." Yazar, kitabın başlarında kendi kabrine yaptığı ziyaretlerden de bahseder, bu da iki yıldır süren bir ziyarettir. "Ben iki yıldan fazla zamandır haftada veya iki haftada bir defa mezarlığın bu patika yolundan kendi kabrime gidiyordum." Yine, ilk kısımda mezarlıkta geçirdiği zamanın Eylül ayı olduğunu şu sözlerle belirtir: "Ben bu kapalı ve çilentili Eylül günü onları görür görmez tanıdım." Özetle, romanın temel zamanını şimdiki zaman ve geçmiş zaman olmak üzere iki ana zaman oluşturur. Yazar; çoğunlukla geriye dönerek çocukluk anılarını, savaş zamanını öyküler. Roman temelde, yazarın geçmişiyle yaşadığı anın arasında gidip gelmesi üzerine kuruludur. Mekân: Bakü'de bir mahallede geçer. Yazar, romanda Ali Ekber'in çocukken yaşadığı mahalleye geniş yer verir. Öykünün büyük bir kısmını bu mahallede meydana gelen olaylar oluşturur çünkü yazar için mahalle büyük bir ailedir. Mahalle toplumu ölçekler. Elçin; bu toplumu, bu aileyi anlatma çabasındadır. Küçük Ali Ekber'in çocukluğunu geçtiği mahalle, romandaki karakterler tarafından da oldukça sevilir ve onlar için değerlidir. Fakat daha sonra savaşın getirdiği yıkımla, mahallede yavaş yavaş karanlık atmosfer baş gösterir. Yazar, önceleri mutlu olan bu mahalleyi ve bu mahallenin savaştan sonraki kopuşunu anlatır. Ali Ekber için hayatının en güzel günlerini geçirdiği mahalle artık dağılmıştır ve bu yıkım Ali Ekber'e acı verir. Küçük Ali Ekber'in yaşadığı ev, Hanım teyzenin evi, Suna'nın evi, Muhtar'ın evi, Aliabbas-kişi'nin oğlunun evde Kuran sakladığı gerekçesiyle babasını ihbar ettiği ve bu ihbar sonrasında polisler tarafından basılan evi, Ali Ekber'in küçük bir anı sonrası bir daha gitmemeye karar verdiği hamam, Ali Ekber'in Koca ile gittiği sirk, Ziba teyzenin Amerika'daki oğlunun geldiği evi (vb.) de romanda yerini alan diğer mekânlardır. Romanda yerini alan bir diğer mekân ise, mezarlıktır. Bu mezarlık aktüel zamanın geçtiği mekândır ve romanın giriş kısmında yer alır. Burada Ali Ekber'in kabrini ziyarete geldiği eski mahalleden birkaç kişiyi gördüğü anlatılır: "Kocamış Cafer, kocamış Adil, kocamış Abdülali, kocamış Koca, Cebrail ve Ağarahim tam bir sessizlik içinde o kara mermer kabir taşının tam karşısında durmuşlardı." Yazar, romanın giriş kısmında mezarlığa yer vermiştir çünkü onun için mezarlıklar önemli yerlerdir. Bu sebeple mezarlığın önemli çağrışımları da romanda yerini alır ve kahraman ölümü anlamlandırmaya çalışır. Yine romanda yerini alan ve aktüel zamanın geçtiği bir diğer mekân ise Ali Ekber'in yazılarını kaleme aldığı odasıdır: "Gecenin sessizliği içinde yazı masamın üstündeki müsveddelere, yazıları yarım kalmış sayfalara baktım..." Roman, aktüel zamanda ve mezarlıkta başlar; yine aktüel zamanda ve Ali Ekber'in yazılarını kaleme aldığı odasında son bulur. Fakat dış mekân olarak mahalle, bu mezarlığa göre romanda daha geniş yer alır. Romanda iç mekânlar, mahalleden daha az yer tutar. Örneğin; küçük Ali Ekber'in evi ile büyük Ali Ekber'in odası, romanda aynı oranda yer almaz. Yazar, çoğunlukla çocuk Ali Ekber'in anılarının geçtiği mekânlara değinir.
Ak Deve
Ak DeveElçin · Ötüken Neşriyat · 2000298 okunma
·
275 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.