Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

224 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Paltonun Hayaleti
Gogol’un gerçekliğe mizahi bir biçimde yaklaşarak, bir nevi gerçekliği aşarak oluşturduğu alışılagelmedik tarzdaki öyküleri, onun akranları arasında ve sonrasında günümüze dek süregelen şöhretinin en önemli yapıtaşları oldu. Gerçekliği eğip bükerek yapısöküme uğratmak için kullandığı mizahtan ötürü, öykülerinde hayal ve gerçek tek perdede erir. Eriyen hammaddeyi, tıpkı Demiourgos’un evreni şekillendirmesi gibi, kendi meşrebince şekillendirir ve bunu yaparken de okuyucuyu sıkabilecek didaktik bir tarzdan uzak durur. Öykülerdeki mizâhi yönden ötürü öyküler hayâli, masalsı bir tonda ilerler. Belki de bundandır, tıpkı kendine masal anlatılmasından hoşlanan ve anlatılan masallara inanan masum ve saf çocuklar gibi, okuyucu öyküleri okumaktan hoşlanır ve bir süre sonra hangisi hayal hangisi gerçek ayırt edemeyecek raddeye gelir, ne var ki masumiyetimizi ve saflığımızı müsrifçe kullanarak ziyan ettiğimizden olacak herhalde, tam rüyaya dalmışken uyanırız ve yok canım olmaz öyle saçma şey diyerek hayalleri bir kenara gerçekleri bir kenara kategorileyiveririz. Neva Bulvarı’nın Rus öykülerinde mekan olarak bu denli karşımıza çıkmasının nedenlerinden biri, belki de en büyük nedeni, Gogol’dur. Ancak Gogol’un Neva Bulvarı’nın şöhretine etkisi mi daha büyüktür yoksa Neva Bulvarı’nın Gogol’un şöhretine mi bilemeyeceğim. Bildiğim bir şey varsa, o da mekanın kişi üzerinde azımsanamayacak derecede etkisi olduğu. Neva Bulvarı’ndan nasıl etkilendiyse artık Gogol, sayfalarca betimler orayı. Öyküde hezeyanın izleri görülür. Karakter Neva Bulvarı’nda arkadaşıyla birlikte başıboş dolaşırken rastlantı sonucu bir esmer güzeline vurulur ve vurgunun tutkusuyla peşinden gider. Peşinden gittiği esmer güzelin idealindeki gibi olmadığını, esasında bir kaltak olduğunu öğrendikten sonra, idealize ettiğinin gerçekle uyuşmadığını fark ettiği andan sonra, karakter hezeyana uğrar ve hezeyanın süreci intihara dek sürer. Kişi, idealize ettiğine dair inancının boş ve beyhude olduğunu öğrendiğinde bunun ne gibi yıkıcı sonuçları olabileceğini edebi güzellikle gözler önüne serer öykü. Gogol aynı kitaptaki bir başka öyküdeyse (yanılmıyorsam Palto’da) şöyle der: "Bugün artık herkes kendine yönelik küçücük bir iddiayı, topluma yönelik ağır bir aşağılama olarak alıyor.” Herkesin kendi gibi olduğuna dair boş inanç taşıyan kişilerin asıl gayesi sorumluluktan, yükten, günahtan kaçmaktır. Suç işleyen biri herkesi suçlayarak suçunu kendi üzerinden atar. Örneğin sözgelimi üstteki öyküdeki kaltağı ele alalım, o kaltağa gidip kaltak olduğunu söyleseydiniz, muhtemelen size her kadının kaltak olduğunu uzun uzun, belki de utanmadan anlatırdı. Acı olansa gerçekten buna inanıyor olması. Madem Neva Bulvarı’ndan Palto’ya atladım biraz da Palto’dan bahsedeyim. Kendi halinde yoksulluktan kıvranan memur, artık paltosunun kullanılamayacak halde olduğunu görür ve yaşamından aylarca feragat ederek yeni bir palto yaptırır. Paltoyu üstüne attığı andan itibaren artık kendisinden daha mutlu kimse yoktur ancak ne var ki mutluluğu kursağında kalır. Bir gece vakti paltosunu çaldırır ve onu tekrar bulamaz, bulmayı denerken de kırıcı ithamlarla karşılaşmıştır. İthamların kırıcılığı ve kaybettiği huzuru onu hasta eder ve ölür. Bizce küçük şeylerin bir başkası için ne kadar büyük olabileceğini, küçük şeylerden ne gibi büyük sonuçlar çıkabileceğini pürdikkat işleyen Gogol’un mesajı açıktır: (Kesmeşeker’in dediği gibi) "davranışlarınızı pür bir nezaket içinde ve sessizce temizleyiniz." Karakterin yaşamöyküsü sona erse de öykü böylece sona ermez. İncitilen, hastalanan ve ölen karakterin hayaleti şehirde dolaşarak intikamını alır: gördüklerinin üzerlerinden paltolarını alarak. Bir nevi onurlandırmıştır karakteri Gogol. Uzadıkça uzadı, artık günümüzde kimse uzun yazılara tahammül edemiyor, bu sebepten diğer öyküler hakkında da kısaca birkaç cümle edip yazıyı sonlandırayım. Gogol Burun öyküsünde anlamsızlığın da anlamlı olabileceğini, bir başka deyişle anlam sınırlarının da ötesinde başka bir anlamın olabileceğini anlatıyor. “Başka” anlamın ne olduğunu açıkça bilemediğinden, veya anlamın öznelliğinden olacak herhalde, öyküde burunla ne anlatmak istediği muallakta. Okuyucunun kendince kendi anlamlarını üretebileceği bir öykü, bu sebepten ben de burun metaforundan (belki metafor değildir, ne dersin?) ne anladığımdan bahsetmezsem sanırım daha uygun olur. Portre öyküsündeyse şöhret ve zenginlik zehirlenmesinin ne gibi yıkıcı sonuçlara sebep olabileceği anlatılıyor. Tabii öyküdeki mesele bundan ibaret değil, bu en sığ hali, diğer anlatımları dikkatli okuyucular keşfedecektir. Son olarak Fayton öyküsü kaldı, en kısa ve tek sevmediğim öykü.
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve Fayton
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve FaytonNikolay Gogol · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201955,4bin okunma
·
133 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.