Vatan Yahut Silistre bir tiyatro eseri. Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş dönemine denk gelen, art arda yenilgilerin ve toprak kayıplarının yaşandığı bir dönemde, vatan sevgisini bir sahne oyunu olarak ortaya koymak için yazılmış. Vatan sevgisinin, aşktan da öte, kutsal bir şey oluşunu ana fikir edinerek, Osmanlıların kahramanlıkları ve fedakarlıkları anlatılmış. İslam Bey ve Zekiye Hanım, birbirlerini ilk gördükleri andan itibaren birbirlerine âşık olurlar. Devletin savaş ilan etmesiyle, soyu itibariyle hep asker bir ailenin evladı olan İslam Bey, aşkını kalbine gömerek cepheye gitmesi gerektiğini söyleyerek Zekiye Hanım’a veda eder. “Ecdadımdan kırk iki şehit adı biliyorum. Rahat döşeğinde ölmüş bir adam duymadım. Anladın mı? Bir adam işitmedim. Devlet harp açmış. Düşman sınırlarımızda. Şehitlerimizin kemiklerini, topraklarını çiğnemeye çalışıyor. Hiç olur mu düşmanın silahı vatana çevrilsin de karşısında önce benim göğsümü bulmasın! Hiç olur mu vatan tehlikede bulunsun da ben evimde rahat oturayım. Hiç olur mu devlet yerinden oynasın da ben mıhlanmış gibi burada kalayım. Hiç olur mu vatan sevgisi bugün her şeyden mukaddes olsun da ben yalnız senin sevginle uğraşayım.” İslam Bey’in aşkına dayanamayan Zekiye Hanım, İslam Bey’i takip ederek, erkek kılığında, Adem ismini alarak cepheye gider. Cephede bir süre kimliğini gizleyerek İslam Bey’in yanından ayrılmaz. İslam Bey kurşun yarasıyla hastaneye düşüp uyandığında başında duran Zekiye’yi görünce kim olduğunu anlar. Türk kadını ve erkeğini temsil eden bu karakterler, bundan sonraki bütün kahramanlıklarda yan yana olurlar. Savundukları kalenin komutanı olan Sadık Bey, yıllar önce, haksız ve namussuzca bir hareket olarak gördüğü için komutanlarından gelen bir kurşuna dizme emrine itaat etmediği için rütbeleri sökülmüş, bu utançla yaşamak istemediği için de adını değiştirmiş, esas adı Ahmet olan, Zekiye Hanım’ın babasıdır. Savaş sona erip düşman kaçmaya başladığında, komutanına Zekiye Hanım’ın aslında kim olduğunu söyleyen İslam Bey, baba ve kızın birbirlerini tanıyıp hasret gidermelerine de vesile olur. Kuşatma sona erince, İslam Bey ve Zekiye Hanım’ın da birbirlerine kavuşmalarının önünde bir engel kalmaz. “Fıtrat değişir sanma! Bu kan yine o kandır.”

Vatan Yahut SilistreNamık Kemal · Kızıl Panda · 202121,4bin okunma

·

131 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.