Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

9/10 puan verdi
tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan?
Necip Fazıl’ın bu eserinde bir adam yaratmaya çalışan bir adamın bunu yaparken kendini bulduğuna, kendi kaderini kaleme alışına ve ölümü buluşuna şahit oluyoruz. Olaylar ana kahramanımız Hüsrev’in, kendini incir ağacına asan bir babanın oğlu hakkında bir piyes yazması üzerine gelişiyor. Evine kitap hakkında bilgi almaya gelen bir gazetecinin saygısızlıklarına, basın dünyasının ne denli acımasız olduğuna Hüsrev’in “Saygısızlık da laf mı? O bunu hak diye yapıyor. Onun elinde müthiş bir silah var. Seni tanıması, seni meşhur kabul etmesi. Biz onların ceplerinden başka bir şey değiliz. Ellerini uzatıyorlar ve bizi karıştırıyorlar.” sözlerinden varabiliyoruz. Esasında Hüsrev kimse bilsin istemese de gazetecinin hakkında düşündükleri doğrudur. Necip Fazıl aslında en başta sanatçıların eserlerinin kendilerinden ve hayatlarından parçalar taşıdığını ve bir eserin, yaratıcısından bağımsız düşünülemeyeceğini anlatmak istemiştir. Hüsrev çok defa arkadaş ihanetine uğrar. Dostu bildiği psikoloji doktoru Nevzat, Hüsrev’i kendi hastanesine yatırıp reklam yapma peşindedir. Şeref ise gazetesinin satması için tiyatro oyununun daha önce yaşanmış olduğunu ifşa eder. Kendini de “Cemiyetin malı olan insanlar, şüphesiz ki şahıs mülkiyetlerinden feda ederler.” diyerek tanınmış kimselerin mahremiyetlerinin olamayacağını savunur. Gazetede yazan başka bir haber ise Selma’nın Hüsrev’e âşık olduğudur. Beni en etkileyen yerlerden biri Hüsrev’in Selma hakkında yıllarca içinde yaşadığı, dışarı vurma imkânının olamadığı gizli aşkıdır. Bunu şu sözleriyle itiraf eder Hüsrev: “Müsaade edin de onu bundan sonra da ben seveyim! Kırkına basan yaşımla, bu tımarhanelik halimle, bir baba gibi değil bir erkek gibi seveyim Selma’yı. Müsaade etmez misiniz? Bir ölüyü sevemez miyim?” Bir tiyatro oyunu olarak baktığımızda beni çok etkileyen bir eser oldu. Sürükleyiciydi ve beni son sayfasına kadar heyecanla getirdi. Öyle ki sadece beni değil eserin tiyatrodaki ilk gösteriminde de başrol Hüsrev’i oynayan Muhsin Ertuğrul, 38 derece ateşle sahneye çıkıyor. Necip Fazıl da burada en büyük övgüleri hak ediyor. Kendisi de zaten esere olan bağlılığını "Bu eserimi, bugüne kadar vücuda getirdiğim eserler içinde en bağlı olduğum eser biliyor ve öylece bildirmek istiyorum... Ona olan zaafım, üstünde fazla konuşmamı yasak ediyor. Zaten hâdiselerin sırrını, kaba saba formüller içinde harcamaya, ulu orta dogmalar yapmaya düşmanım. İyi ve kötü, söyleyemediğimi, iyi veya kötü eserim söylesin!” sözleriyle dile getiriyor.
Bir Adam Yaratmak
Bir Adam YaratmakNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20209,3bin okunma
·
119 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.