"Geç olan bugün değil, geç olan ömrümdedir..." (s.130) "Bataklıklar Ülkesi" olarak tanımlanıp uzun uğraşlardan sonra "Beyaz Zambaklar Ülkesi" olan Finlandiya'nın gelişim sürecine tanıklık ediyoruz. Kısa süreli çabalamalarla elde edilen bir kalkınma değil aksine bir kaç 'aydın' kimselerin istek ve çabaları üzerine, yeri gelince halkın gayretiyle elde edilmiş bir başarı diyebilirim. Sadece Finlandiya'nın yükselişi adına değil; eğitim, aile, dindarlık, devlet, halk vs. konular için de güzel parantezler açan bir kitaptı. Finlandiya'nın yükselişinde temel etken eğitimdi. Bu eğitim ders adına değil de, aile eğitimiydi. Aileler çocuklarından hep iyi başarılar beklerler ama hiç bir aile bu başarının nasıl ve ne zorluklarla elde edildiğini önemsemeden iyi olan başarının sonucuna odaklanırlar. Aksine çocuklarında başarısızlıklar gördüklerinde, kendilerine odaklanmaksızın bunun hangi sebepten kaynaklı olduğuna yönelirler halbuki bu başarısızlıkların altında yatan temel etmen ailedir ama bunu kabullenmek istemezler. Kitaptaki bir alıntı gibi : "Herkes sadece hayattan bir şey almak ister ama hiç kimse hayata bir şey vermeyi düşünmez."(s. 72) Her sorunun ana nedeni aileden verilmeyen eğitim değildir. Çünkü insanlar hazıra konma çabasında tembellik bunların ele başıdır bana göre. İstek arzu olmadıktan sonra aileden alınan eğitim, okuldan alınan eğitimin hiç bir anlamı olmaz. 'Bir kişinin en iyi öğretmeni yine kendisidir.' Mustafa Kemal Atatürk'ün müfredata konulmasını emrettiği bu kitabı, okumanızı tavsiye ederim, keyifli okumalar dilerim.

Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov · IQ Kültür Sanat Yayıncılık · 201799,5bin okunma

·

141 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Nisanur Pile